DOĞANIN İNSANLAŞMASI
Serol Teber
Yirmi otuz yıl öncesine kadar doğanın insanlaşması çalışmanın, toplumsallaşmanın, aklın gelişmesinin bir mucizesi olarak değerlendiriliyor; en yetkin kişiler bile bu süreç içinde saptanabilen evrim aşamalarını anlamak ve anlatmakta büyük zorluk çekiyorlardı. Bu konu artık büyük oranda aydınlandı. Bulgular bir senfoni güzelliğiyle sergileniyor. Darwin Kuramı’nın doğruluğu ve güzelliği, öneri olmanın ötesinde, ayrıntılarıyla ortaya konuldu. Ve çalışmalar da devam ediyor. Ancak son yıllarda pek çok şey değişti...
Akıllı insan Homo sapiens, gerek kendi soyundan gelenlere, gerek doğaya
DOĞANIN İNSANLAŞMASI
Serol Teber
Yirmi otuz yıl öncesine kadar doğanın insanlaşması çalışmanın, toplumsallaşmanın, aklın gelişmesinin bir mucizesi olarak değerlendiriliyor; en yetkin kişiler bile bu süreç içinde saptanabilen evrim aşamalarını anlamak ve anlatmakta büyük zorluk çekiyorlardı. Bu konu artık büyük oranda aydınlandı. Bulgular bir senfoni güzelliğiyle sergileniyor. Darwin Kuramı’nın doğruluğu ve güzelliği, öneri olmanın ötesinde, ayrıntılarıyla ortaya konuldu. Ve çalışmalar da devam ediyor. Ancak son yıllarda pek çok şey değişti...
Akıllı insan Homo sapiens, gerek kendi soyundan gelenlere, gerek doğaya karşı anlaşılması çok kolay olmayan bir tutumla bir hasım, bir düşman gibi davranmaya ya da çok eskiden beri içinde taşıdığı bu eğilimi açıkça ortaya koymaya; kendi geleceğini ve doğayı geri dönüşsüz bir biçimde tahrip etmeye başladı. Bu bağlam içinde Doğanın İnsanlaşması, akıllı insanın gelişimi -neredeyse- “kötü bir iş kazası gibi” üzüntüyle izleniyor. Modern insan bu davranışında o denli ileri gidiyor ki mucizevi bir şekilde karşılanan bu süreç, doğanın yüz karası olmaya dönüşüyor. “Darwin Devrimi”ni ve buradan yola çıkılarak geliştirilen seleksiyon teorilerini tek başına okumanın yetersizliği ortada. Bu süreçte olanları, Kafka’nın 6 Nisan 1917’de yazdığı ve dünyanın durumunu “insanlaşmak zorunda kalmış” bir şempanzenin gözüyle anlattığı “Akademi İçin Bir Rapor” adlı öyküsüyle birlikte okumanın sağlıklı bir düşünce oluşmasına katkıda bulunacağını ve yine Kafka’nın söylediği “Dünyayla arandaki ölümcül mücadelede dünyanın yanında ol” aforizmasını da unutmamak gerekir.
“Tutunamayanlar”ın Politik Psikolojisi, Bilimsel Bir Peri Masalı: Freud’un “Aile ve Tarihsel Romanı”, Aşiyan’daki Kahin: Tevfik Fikret’in Melankolik Dünyası kitaplarını Okuyan Us’a emanet eden Serol Teber, Melankoli: Normal Bir Anomali, Politik Psikoloji Notları, Davranışlarımızın Kökeni ve Doğa’nın İnsanlaşması ile okurlarıyla yeniden buluştu.