“Benim adım Ana. Günbatımını seviyorum. On beş yaşımdayım.”
Ana, ailesinin isteğiyle Juan Ruiz’le evlenip New York’a yerleşir. Bu evlilik aynı zamanda ailesinin Dominik
Cumhuriyeti’nden kaçış biletidir. Böylece 1965’te, yeni yılın ilk gününde Ana, bildiği her şeyi geride bırakıp bir
apartman dairesine sıkışıp kalan Ana Ruiz’e dönüşür. Mutsuz evliliği ve New York’ta bir göçmen olarak
yaşamanın zorlukları hayatını bir kaosa çevirir. Ama Ana yaşadığı olumsuzluklara boyun eğmez ve kurban
olmaktan çıkıp kendi hayatının savaşçısı olur.
Angie Cruz, 2020 Women’
“Benim adım Ana. Günbatımını seviyorum. On beş yaşımdayım.”
Ana, ailesinin isteğiyle Juan Ruiz’le evlenip New York’a yerleşir. Bu evlilik aynı zamanda ailesinin Dominik
Cumhuriyeti’nden kaçış biletidir. Böylece 1965’te, yeni yılın ilk gününde Ana, bildiği her şeyi geride bırakıp bir
apartman dairesine sıkışıp kalan Ana Ruiz’e dönüşür. Mutsuz evliliği ve New York’ta bir göçmen olarak
yaşamanın zorlukları hayatını bir kaosa çevirir. Ama Ana yaşadığı olumsuzluklara boyun eğmez ve kurban
olmaktan çıkıp kendi hayatının savaşçısı olur.
Angie Cruz, 2020 Women’s Prize For Fiction kısa listesine kalan romanı Dominikli’de bir kadının yeniden
doğuş hikâyesini anlatırken bizi hayatın her tonuyla yüzleştiriyor.
“Dünyayı ve içinde yaşadığımız zamanı aydınlatan önemli bir roman. Cruz unutulmaz karakterler yaratan
harika bir romancı.” (Jennifer Clement, PEN International Başkanı)