Dorian Gray’in Portresi, yayımlandığı zaman hem okurları ve eleştirmenleri sarsmış hem de Oscar Wilde isminin edebiyat tarihine kazınmasını sağlamıştır. Fakat günümüzdeki baskılarda temel alınan metin, kitabın ilk olarak Lippincott’s Monthly Magazine’de çıkan ve tepki çektiği için önce dergi editörleri, ardından da bizzat Wilde tarafından sansürlenmiş halidir.
Nicholas Frankel’ın editörlüğünü yaptığı bu baskıda, Dorian Gray’in Portresi’nin 1890’da dergiye teslim edilen sansürsüz nüshası esas alındı ve eser açıklamalı notlarla zenginleştirildi. Böylece Dorian Gray’in hikâyesi, &ldq
Dorian Gray’in Portresi, yayımlandığı zaman hem okurları ve eleştirmenleri sarsmış hem de Oscar Wilde isminin edebiyat tarihine kazınmasını sağlamıştır. Fakat günümüzdeki baskılarda temel alınan metin, kitabın ilk olarak Lippincott’s Monthly Magazine’de çıkan ve tepki çektiği için önce dergi editörleri, ardından da bizzat Wilde tarafından sansürlenmiş halidir.
Nicholas Frankel’ın editörlüğünü yaptığı bu baskıda, Dorian Gray’in Portresi’nin 1890’da dergiye teslim edilen sansürsüz nüshası esas alındı ve eser açıklamalı notlarla zenginleştirildi. Böylece Dorian Gray’in hikâyesi, “düzelti” adı altında hoyratça yapılan budamalardan, “ahlaksızca” olduğu düşüncesiyle “yumuşatılmış” ifadelerden arındırılmış, ilk defa Wilde’ın asıl kurguladığı biçimiyle hayat bulmuş oluyor.
Oscar Wilde, kendini romandaki Basil Hallward, dünyanınsa onu Lord Henry sandığını, oysa Dorian olmak istediğini söylemiş, “Belki başka çağlarda,” diye de eklemiştir. Yaşadığı çağda zulüm gören ve “ahlak bozukluğundan” hapse atılan Wilde’ın kendiyle böylesine özdeşleştirdiği romanı Dorian Gray’in Portresi, bugün nihayet özgün hali ve Ülker İnce’nin yetkin çevirisiyle okurlarının karşısına çıkıyor.