Ortalama insan ömrü hem saçma bir şekilde hem de aşırı derecede kısadır: 80 yaşına kadar yaşarsanız, dünyada yaklaşık dört bin haftanız vardır. Dört bin haftayı en iyi nasıl kullanmalıyız?
Elbette kimsenin zamanın yeterli olmadığını söylemesine gerek yok. Uzayan yapılacaklar listelerimiz, aşırı dolu mail kutularımız, dikkatimizin dağılmasına karşı mücadelemiz ve dikkat süremizin kısaldığı hissine takıntılıyızdır; yine de bu sorunların aslında sınırlı hayatımızı nasıl yöneteceğimize dair bir zaman yönetimi probleminden kaynaklandığını nadiren düşünürüz.
Dört Bin Haft
Ortalama insan ömrü hem saçma bir şekilde hem de aşırı derecede kısadır: 80 yaşına kadar yaşarsanız, dünyada yaklaşık dört bin haftanız vardır. Dört bin haftayı en iyi nasıl kullanmalıyız?
Elbette kimsenin zamanın yeterli olmadığını söylemesine gerek yok. Uzayan yapılacaklar listelerimiz, aşırı dolu mail kutularımız, dikkatimizin dağılmasına karşı mücadelemiz ve dikkat süremizin kısaldığı hissine takıntılıyızdır; yine de bu sorunların aslında sınırlı hayatımızı nasıl yöneteceğimize dair bir zaman yönetimi probleminden kaynaklandığını nadiren düşünürüz.
Dört Bin Hafta, zamanla olan mücadelemizin geçmişini, bugününü ve geleceğini kapsayacak bir şekilde felsefe, edebiyat ve psikolojiden yararlanarak harmanlayan, heyecan uyandırıcı, sürükleyici ve son derece gerçekçi bir araştırma. Pratik ipuçlarının çok daha ötesinde, zaman algımızı dönüştürecek eşsiz bir perspektif sunmaktadır.
Antik filozofların, rahiplerin, sanatçıların ve yazarların, İskandinav sosyal reformcuların, Budist teknoloji uzmanlarının bakış açısından yararlanan Oliver Burkeman, zamanla ilişkimizi yeniden düzenlemeyi ve bizi alelade zaman anlayışının pençesinden kurtarmayı hedefliyor.