Gazi Mustafa Kemâl’in gelecekle ilgili söyledikleri bir vasiyetten, bir dilekten çok öte, vatanını ve milletini her şeyin üstünde seven ve düşünen, ileri görüşlü bir devlet adamının olmazsa olmazlarıdır.
Asırlar boyu bir sülalenin kulu haline getirilmiş, sadece savaş sırasında hatırlanmış, her türlü çileye katlanmış, yoksul ve imkânları olmayan Anadolu halkının geçmişte yaşadığı acıları gelecekte bir daha yaşamaması için söylenen sözlerdir.
Özellikle de İmparatorluğun çöküşü ile mali ve ekonomik sıkıntıların başlamasından sonra halkın günlük yaşamını yönlendiren softaların, devlet idaresinde de sarıklıların bir daha ülkenin kaderinde rol almalarına, çağ dışı zihniyetin bir daha devletin tepe noktalarına gelmelerin
Gazi Mustafa Kemâl’in gelecekle ilgili söyledikleri bir vasiyetten, bir dilekten çok öte, vatanını ve milletini her şeyin üstünde seven ve düşünen, ileri görüşlü bir devlet adamının olmazsa olmazlarıdır.
Asırlar boyu bir sülalenin kulu haline getirilmiş, sadece savaş sırasında hatırlanmış, her türlü çileye katlanmış, yoksul ve imkânları olmayan Anadolu halkının geçmişte yaşadığı acıları gelecekte bir daha yaşamaması için söylenen sözlerdir.
Özellikle de İmparatorluğun çöküşü ile mali ve ekonomik sıkıntıların başlamasından sonra halkın günlük yaşamını yönlendiren softaların, devlet idaresinde de sarıklıların bir daha ülkenin kaderinde rol almalarına, çağ dışı zihniyetin bir daha devletin tepe noktalarına gelmelerine engel olunması için söylenen sözlerdir.
Mustafa Kemâl Atatürk bütün bu gerçeklerin ışığı altında lâiklik ilkesini, kurduğu devletin temel taşı haline getirirken ülkesi insanına uygarlığın da yolunu açmıştır.
Bu yolda ne sözde din adamlarının öğüt ve tavsiyelerine, ne de Allah’ın yerdeki gölgesi olduğunu iddia edenlere yer vardır. Bu yol ilmin ve bilimin tükenmez ışıkları ile aydınlatılmış, Türk ulusunu uygar ülkeler seviyesine çıkaracak olan yoldur.
Bu kitapta okuyacaklarınız tarih boyunca hiçbir asker, hiçbir devlet adamı ve hiçbir kahraman için yazılmamış ve söylenmemiş sözlerdir. Hele bu sözler savaş alanında mağlup edilmiş olanların temsilcileri tarafından söylenmiş ve kaleme alınmışsa, yazılanların değeri çok daha yücedir.