“Doymak mı, içmek mi?
Her ikisi de.
Amaç doymaksa, bir biçimde doyuluyor.
Amaç içmekse, bir biçimde içiliyor.
Doymakla içmek arasında kopmaz bir bağ var; hayatla yemek ve su arasındaki bağ gibi.
Karın doyurmanın ötesinde, yazılanların odağındaki yeme-içmenin dünyasında gezinip duruyorum ben. Yani, yemenin edebiyat yapıtlarındaki gölgesinin peşindeyim ben. Onlarda, yemek tarifinden güzel sofralara, değişik yemeklerin insan ruhu üzerindeki bıraktığı izlere, şiirlerdeki yeme-içme imgelerine, öykü ve denemelerdeki doyumsuz yeme-içme betimlemelerine uzanmaya çalışıyorum.”
Günlük mü?
Günle yol alan ömür!
İşte hepsi bu!
“Doymak mı, içmek mi?
Her ikisi de.
Amaç doymaksa, bir biçimde doyuluyor.
Amaç içmekse, bir biçimde içiliyor.
Doymakla içmek arasında kopmaz bir bağ var; hayatla yemek ve su arasındaki bağ gibi.
Karın doyurmanın ötesinde, yazılanların odağındaki yeme-içmenin dünyasında gezinip duruyorum ben. Yani, yemenin edebiyat yapıtlarındaki gölgesinin peşindeyim ben. Onlarda, yemek tarifinden güzel sofralara, değişik yemeklerin insan ruhu üzerindeki bıraktığı izlere, şiirlerdeki yeme-içme imgelerine, öykü ve denemelerdeki doyumsuz yeme-içme betimlemelerine uzanmaya çalışıyorum.”
Günlük mü?
Günle yol alan ömür!
İşte hepsi bu!