Demokrasi tarihimizin ‘EN UZUN GECE’sini okumaya hazır mısınız? Tüm gerçekleriyle... Tüm çıplaklığıyla... 15 Temmuz, demokrasimizin en derinden yara aldığı bir darbe girişiminin tarihi oldu. 250 insanımız yaşamını yitirdi, binlerce kişi ise yaralandı. Bu cinnet gecesinden geriye sadece bombalanmış Meclis binamız ve kamu kuruluşlarımız değil, aynı zamanda örselenmiş bir demokrasi ve kırılmış bir parlamenter sistem de kaldı. Peki 15 Temmuz’un darbecileri, böylesi bir çılgınlığa nasıl kalkıştılar? Bir avucu geçmeyen asker ve subayla tarihte benzeri görülmemiş gözü dönmüş vahşeti nasıl yaptılar? Bu cesareti nereden buldular? Peki ya bir tarikatın mensupları Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bir cumhuriyet ocağına nasıl kümelendiler? En etkili rüt
Demokrasi tarihimizin ‘EN UZUN GECE’sini okumaya hazır mısınız? Tüm gerçekleriyle... Tüm çıplaklığıyla... 15 Temmuz, demokrasimizin en derinden yara aldığı bir darbe girişiminin tarihi oldu. 250 insanımız yaşamını yitirdi, binlerce kişi ise yaralandı. Bu cinnet gecesinden geriye sadece bombalanmış Meclis binamız ve kamu kuruluşlarımız değil, aynı zamanda örselenmiş bir demokrasi ve kırılmış bir parlamenter sistem de kaldı. Peki 15 Temmuz’un darbecileri, böylesi bir çılgınlığa nasıl kalkıştılar? Bir avucu geçmeyen asker ve subayla tarihte benzeri görülmemiş gözü dönmüş vahşeti nasıl yaptılar? Bu cesareti nereden buldular? Peki ya bir tarikatın mensupları Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bir cumhuriyet ocağına nasıl kümelendiler? En etkili rütbelere nasıl yükseldiler? Birbirlerinin yükselmesi ve rütbe alması için nasıl taktikler izlediler? TSK dışından kimlerden nasıl destek aldılar? Cemaatçilerin böyle kudretli noktalara gelmesi devletin bir zaafı mı yoksa tercihi miydi? Gerçekten 15 Temmuz davul zurna çalarak mı geldi?