Türümüzce seçilen sevgi objelerinin tümünü her şeyin ötesinde annenin yerine geçen kişiler olarak anlayacaksak, birine sadık olma koşuluyla oldukça açık biçimde çelişir görünen bir dizi örneğinin oluşumu da bu noktada anlaşılabilir. Diğer örneklerdeki psikanalizden, bilinçaltında aktif olduğunda, vazgeçilmez bir şey kavramının sıklıkla sonsuz bir diziye bölünür göründüğünü öğrendik: her koşulda birinin yerine geçen herkes arzulanan tatmini sağlamakta başarısız olduğu için sonsuz. Bu, belirli bir yaştaki çocukların soru sormaya yönelik doyumsuz dürtüsünü açıklar: soracak tek bir soruları vardır, ama bunu hiç dillendiremezler. Bu aynı zamanda nevrozdan etkilenen bazı insanların boşboğazlığını da açıklar; tüm ayartılara rağmen, hiçbir zaman
Türümüzce seçilen sevgi objelerinin tümünü her şeyin ötesinde annenin yerine geçen kişiler olarak anlayacaksak, birine sadık olma koşuluyla oldukça açık biçimde çelişir görünen bir dizi örneğinin oluşumu da bu noktada anlaşılabilir. Diğer örneklerdeki psikanalizden, bilinçaltında aktif olduğunda, vazgeçilmez bir şey kavramının sıklıkla sonsuz bir diziye bölünür göründüğünü öğrendik: her koşulda birinin yerine geçen herkes arzulanan tatmini sağlamakta başarısız olduğu için sonsuz. Bu, belirli bir yaştaki çocukların soru sormaya yönelik doyumsuz dürtüsünü açıklar: soracak tek bir soruları vardır, ama bunu hiç dillendiremezler. Bu aynı zamanda nevrozdan etkilenen bazı insanların boşboğazlığını da açıklar; tüm ayartılara rağmen, hiçbir zaman ortaya koymadıkları, açığa çıkarılmak için yanıp tutuşan bir sırrın baskısı altındadırlar.