“Tasavvuf, Gerçeklere Yapışmak Ve İnsanların Elinde Olan Şeylerden Ümidi Kesmektir.”
– MARUF KERHİ
Tasavvuf, arayıştan ziyade, olma haline ulaşabilme yolculuğudur. İnsanın, ilkel kimliğinin yani id’in dürtüsel isteklerinin ve tepkilerinin kontrolü altında bir yaşam sürmek yerine fiziksel, tinsel, ruhsal ve zihinsel olarak hayvandan ayrıldığı değerli yeteneklerini ve eğilimlerini keşfetmesi, eğitmesi hatta bir yerde id’i ehlileştirmesidir.
Tasavvuf aynı zamanda çok kapsamlı bir semboller sistemidir. Ezoterik bir disiplindir. Tasavvufta bilgi hiyerarşik
“Tasavvuf, Gerçeklere Yapışmak Ve İnsanların Elinde Olan Şeylerden Ümidi Kesmektir.”
– MARUF KERHİ
Tasavvuf, arayıştan ziyade, olma haline ulaşabilme yolculuğudur. İnsanın, ilkel kimliğinin yani id’in dürtüsel isteklerinin ve tepkilerinin kontrolü altında bir yaşam sürmek yerine fiziksel, tinsel, ruhsal ve zihinsel olarak hayvandan ayrıldığı değerli yeteneklerini ve eğilimlerini keşfetmesi, eğitmesi hatta bir yerde id’i ehlileştirmesidir.
Tasavvuf aynı zamanda çok kapsamlı bir semboller sistemidir. Ezoterik bir disiplindir. Tasavvufta bilgi hiyerarşik bir sıra izler. Her bilgi her kişiye açık değildir. Herkese açık olmayan bilgi tabii ki sembollerle saklanmakta ve yine sembollerle aktarılmaktadır.
Sadece Mevlana ve Şems üzerinden bir tasavvuf felsefesinden söz edemeyiz. Tasavvuf çok köklü bir tarihe sahiptir. Bayezid Bestami, Hallac-ı Mansur, Mevlana, Muhyiddin-i Arabi, Cüneyd-i Bağdadi, Hacı Bektaş Veli, Feridüddin Attar... Her biri bir tasavvuf ustası, sır taşıyıcısı ve aktarıcıdır.