Felsefe sorunlara dair bu birlikte düşünme edimini tarihsel bir perspektifi gözönünde bulundurarak gerçekleştirecektir. Sorun(lar) filozoflarla birlikte karşılaştığımız, düşünme yolunda önümüze çıkan “çıkmaz”lardır. Bu sorunları çözebilmenin, çıkmazlardan kurtulabilmenin yolu ancak “birlikte düşünme” edimiyle gerçekleşir. Ama sorunların “güncelliği”, şu an önümüzde duruyor oluşları, filozofları -onları tarihsel bağlamlarına yerleştirmenin ve bu tarihsel bağlamları içinde anlamanın yanında- aynı zamanda zaman-dışı bir bağlamda diyaloga çağırmayı da gerekli kılmaktadır. Böylece bu türden bir düşünme çabası, Foucault’nun modern düşüncenin ayırıcı özelliği olarak nitelendirdiği “şimdinin bir ontolojisi”yle, yani kendi güncelliğimizi anlama ç
Felsefe sorunlara dair bu birlikte düşünme edimini tarihsel bir perspektifi gözönünde bulundurarak gerçekleştirecektir. Sorun(lar) filozoflarla birlikte karşılaştığımız, düşünme yolunda önümüze çıkan “çıkmaz”lardır. Bu sorunları çözebilmenin, çıkmazlardan kurtulabilmenin yolu ancak “birlikte düşünme” edimiyle gerçekleşir. Ama sorunların “güncelliği”, şu an önümüzde duruyor oluşları, filozofları -onları tarihsel bağlamlarına yerleştirmenin ve bu tarihsel bağlamları içinde anlamanın yanında- aynı zamanda zaman-dışı bir bağlamda diyaloga çağırmayı da gerekli kılmaktadır. Böylece bu türden bir düşünme çabası, Foucault’nun modern düşüncenin ayırıcı özelliği olarak nitelendirdiği “şimdinin bir ontolojisi”yle, yani kendi güncelliğimizi anlama çabasıyla buluşacaktır. Dolayısıyla Anaksimandros, Platon, Leibniz, Spinoza, Hegel, Marx, Wittgenstein, Badiou gibi filozoflar artık “bizim meselemiz” haline gelmektedir.