“Bazen çok yaşamanın hem avantaj hem de dezavantajları vardır. Avantajı şu: İnsanın dediklerinin doğru çıktığını daha hayatta iken görmesi kadar değerli bir saadet yoktur. Örneğin eğer Galilei ve Pascal şimdi hayatta olsalardı ne kadar mutlu olacaklardı. Bir de bunun tersini düşünelim; eğer Hz. Musa, İsa ve Muhammed sağ olsalardı ümmetlerinin hareketlerinden ne kadar üzülüp, utanacaklardı. Demezler mi ki, demek bizler insanlığa hiçbir şey vermemişiz.
Ama ben birinci, yani mutlu kategoriye giriyorum. Bakın nasıl 55 yıldır Ortadoğu’da Kürtlere uygulanan politikaların yanlış, haksız ve insanlık dışı olduğunu söyler, yazarım.
“Bazen çok yaşamanın hem avantaj hem de dezavantajları vardır. Avantajı şu: İnsanın dediklerinin doğru çıktığını daha hayatta iken görmesi kadar değerli bir saadet yoktur. Örneğin eğer Galilei ve Pascal şimdi hayatta olsalardı ne kadar mutlu olacaklardı. Bir de bunun tersini düşünelim; eğer Hz. Musa, İsa ve Muhammed sağ olsalardı ümmetlerinin hareketlerinden ne kadar üzülüp, utanacaklardı. Demezler mi ki, demek bizler insanlığa hiçbir şey vermemişiz.
Ama ben birinci, yani mutlu kategoriye giriyorum. Bakın nasıl 55 yıldır Ortadoğu’da Kürtlere uygulanan politikaların yanlış, haksız ve insanlık dışı olduğunu söyler, yazarım. Bu dediklerim için adımı Kürtçüye, bölücüye, komünistliğe hatta ve hatta vatan hainliğine çıktı. Peki, ben ne diyordum? Kürtlere uygulanan siyasetler değil sosyal kanunlara, doğa kanunlarına da aykırıdır. Bir insan kucağında büyüdüğü anasının dilinden konuşmaz da ne konuşur, o çocuk ve anası Moğolca, Tatarca ve Oğuzca nasıl konuşsunlar ki?”