Granta dergisi tarafından en iyi genç Amerikalı yazarlar arasında gösterilen, kitapları New York Times çoksatanlar listesine giren, 2018’de Guggenheim edebiyat bursuna layık görülen Lauren Groff aynı yıl Ulusal Kitap Vakfı Kurgu Ödülü için finale kaldığı Florida’da okurun elinden tutup onu yabanın ve kentin birbirine karıştığı bir âleme, turistik reklamların ötesinde bir dünyaya götürüyor.
Florida’daki öykülerin satırlarının arasında bir panter geziniyor, kasırga iki kız kardeşin hayaletiyle beraber geliyor, anneler çocuklarını yetiştirmeye çalışıyor, bir yazar Maupassant’ın edebiyatının peşine düşüyor, bir kadın hayatını kökünden değiştirip sokaklarda yaşamaya karar veriyor. Burada yalnız oğlanlar büyüyor, yalnız kadınlar hayatta
Granta dergisi tarafından en iyi genç Amerikalı yazarlar arasında gösterilen, kitapları New York Times çoksatanlar listesine giren, 2018’de Guggenheim edebiyat bursuna layık görülen Lauren Groff aynı yıl Ulusal Kitap Vakfı Kurgu Ödülü için finale kaldığı Florida’da okurun elinden tutup onu yabanın ve kentin birbirine karıştığı bir âleme, turistik reklamların ötesinde bir dünyaya götürüyor.
Florida’daki öykülerin satırlarının arasında bir panter geziniyor, kasırga iki kız kardeşin hayaletiyle beraber geliyor, anneler çocuklarını yetiştirmeye çalışıyor, bir yazar Maupassant’ın edebiyatının peşine düşüyor, bir kadın hayatını kökünden değiştirip sokaklarda yaşamaya karar veriyor. Burada yalnız oğlanlar büyüyor, yalnız kadınlar hayatta kalmaya çalışıyorlar. Güneşli manzaralar acıyı saklamakta maharetli olabilir belki ama yaşam kendini göstermekten, şifa aramaktan vazgeçmiyor.
Lauren Groff’un farklı on yıllar hatta yüzyıllarda geçen öyküleriyle Florida çaresizliğin kasırgaları kadar umudun kaçınılmazlığına dair de bir kitap.
“Lauren Groff kudretli ve zarif bir yazar, neslinin en iyilerinden.” –Jess Walter
“Florida’daki yağmurların dini bir yanı var denilebilir. Semavi olanla dünyevi olanın arasındaki sınırlar düzenli biçimde bozuluyor. Florida insanlar ile –hiçbirimizin kendi tercihiyle bulunmadığı– gezegenimiz arasındaki ilişkinin, hâkimiyet ve teslimiyetin iktidar mücadelesini aştığını anlatıyor.” –The Paris Review