Fransız Devrimi 'Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik' sloganıyla kitleleri harekete geçirmiş görkemli bir başkaldırı, modern dünyanın tarihinde derin dönüşümlere yol açmış kritik bir momenttir.
Ama cevaplanması gereken sorular da var: Devrime damgasını vuran şey Aydınlanma'nın hümanist ilkeleri miydi yoksa giyotinle özdeşleşen terör mü? Devrim avam tabakasını mı güçlendirdi, burjuvaziyi mi? Dünya tarihinde bir dönüm noktası mıydı, yoksa sadece bir anomali mi?
Hobsbawm'ın bu klasik tarihyazımı çalışması Fransız Devrimi'nin sonraki iki yüzyıl boyunca nasıl algılandı-ğını araştırıyor. Burjuva liberallerden radikal sosyalistlere kadar herkesin, anlamının ve içeriminin ne olduğu konusunda hemfikir olmasa da, bu tarihsel olaya n
Fransız Devrimi 'Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik' sloganıyla kitleleri harekete geçirmiş görkemli bir başkaldırı, modern dünyanın tarihinde derin dönüşümlere yol açmış kritik bir momenttir.
Ama cevaplanması gereken sorular da var: Devrime damgasını vuran şey Aydınlanma'nın hümanist ilkeleri miydi yoksa giyotinle özdeşleşen terör mü? Devrim avam tabakasını mı güçlendirdi, burjuvaziyi mi? Dünya tarihinde bir dönüm noktası mıydı, yoksa sadece bir anomali mi?
Hobsbawm'ın bu klasik tarihyazımı çalışması Fransız Devrimi'nin sonraki iki yüzyıl boyunca nasıl algılandı-ğını araştırıyor. Burjuva liberallerden radikal sosyalistlere kadar herkesin, anlamının ve içeriminin ne olduğu konusunda hemfikir olmasa da, bu tarihsel olaya nasıl atıfta bulunduğunu, bu tavrın on dokuzuncu yüzyıl siyasi söyleminin nasıl ayrılmaz bir parçası haline geldiğini inceliyor. Fransız Devrimi'nin komünist devrimci-ler için retorik bir mihenk taşı, sosyal muhafazakarlar içinse korkuyla hatırlanan bir 'an' olmasının nedenlerini serimliyor.
Fransız Devrimi'nin yalnızca tarih yapmakla kalmayıp, aynı zamanda tarihin kendisiyle ilgili temel fikirlerimi-zi nasıl şekillendirdiğini de ortaya koyan öncü bir eser.