Zweig, Mutluluğun Mimarı’nda, Freud’un öğrencilik yıllarından başlayarak önce bütün Avrupa’da daha sonra ise tüm dünyada geniş yankı uyandıran çalışmalarının izini sürüyor. Freud öncesi Avrupa’nın âdeta fotoğrafını çekerek ruhsal yönden “hasta bir Avrupa” portresi ortaya koyuyor ve Freud’un, “devrim” olarak nitelediği çalışmalarıyla bu hasta ruhları özgürleştiğini savunuyor. Zweig, Freud’un çıkış noktasına dikkat çekerken bir yandan da bu genç hekimin bilinçdışı dünya, rüyaların yorumu, psikanaliz ve cinsellikle ilgili çalışmalarının yarattığı etkiy
Zweig, Mutluluğun Mimarı’nda, Freud’un öğrencilik yıllarından başlayarak önce bütün Avrupa’da daha sonra ise tüm dünyada geniş yankı uyandıran çalışmalarının izini sürüyor. Freud öncesi Avrupa’nın âdeta fotoğrafını çekerek ruhsal yönden “hasta bir Avrupa” portresi ortaya koyuyor ve Freud’un, “devrim” olarak nitelediği çalışmalarıyla bu hasta ruhları özgürleştiğini savunuyor. Zweig, Freud’un çıkış noktasına dikkat çekerken bir yandan da bu genç hekimin bilinçdışı dünya, rüyaların yorumu, psikanaliz ve cinsellikle ilgili çalışmalarının yarattığı etkiyi inceliyor. Mutluluğun Mimarı iki büyük ismi tek kitapta buluşturan ve roman tadında okunan eşsiz bir kitap…
“İnsan, Zweig’ın eserlerini övmeye nereden başlayacağını bilemiyor.”
Ali Smith
“Zweig, betimlediği hayatı çok iyi kavrayan ve olağanüstü çözümleme yetenekleri olan bir yazar.”
The New York Review of Books
“Zweig’ın metinleri, insanlara duyduğu sevginin kanıtı gibidir.”
London Review of Books
“Zweig, bütün yazarlar arasında en yetişkinidir; medeni, görgülü ama asla bezgin veya alaycı değil. Zweig, her şeye rağmen empatinin mümkün −gerekli− olduğuna inanan bir realist.”
Independent