“Galaksilerin bilimsel olarak incelenmesine ancak 1920’lerde başlandı. Teleskopla bakınca görülen dağılmış ışık lekelerinin birçoğunun, bizim gökadamız (galaksimiz) Samanyolu’ndan çok uzaklarda, çok çok çok sayıda yıldızın bir araya geldiği adalar olduğu ilk o zaman anlaşıldı.”
Bugün evrenle ilgili giderek artan bilgilerimizin büyük bir kısmını galaksiler üzerine yapılan araştırmalara borçluyuz. 20. yüzyılın başından itibaren yaşanan kuramsal ve teknolojik gelişmeler sayesinde galaksilere, dolayısıyla evrene bakış açımızda köklü değişiklikler yaşamaya devam ediyoruz. Uzayın derinliklerine bakmayı sürdürdükçe bu maceramız da devam edecek.
Yazıları New Scientist ve Nature gibi dergilerde yayımlanmış, Bilim Tarihi ve Schrödinger
“Galaksilerin bilimsel olarak incelenmesine ancak 1920’lerde başlandı. Teleskopla bakınca görülen dağılmış ışık lekelerinin birçoğunun, bizim gökadamız (galaksimiz) Samanyolu’ndan çok uzaklarda, çok çok çok sayıda yıldızın bir araya geldiği adalar olduğu ilk o zaman anlaşıldı.”
Bugün evrenle ilgili giderek artan bilgilerimizin büyük bir kısmını galaksiler üzerine yapılan araştırmalara borçluyuz. 20. yüzyılın başından itibaren yaşanan kuramsal ve teknolojik gelişmeler sayesinde galaksilere, dolayısıyla evrene bakış açımızda köklü değişiklikler yaşamaya devam ediyoruz. Uzayın derinliklerine bakmayı sürdürdükçe bu maceramız da devam edecek.
Yazıları New Scientist ve Nature gibi dergilerde yayımlanmış, Bilim Tarihi ve Schrödinger’in Kedisinin Peşinde kitaplarının yazarı John Gribbin bizleri evrende bir seyahate çıkararak bu maceraya davet ediyor. Samanyolu gibi sarmal galaksilerden galaksiler arası devasa çarpışmaların kalıntılarına, aktif galaksilerden uzay-zamanın uç noktalarında güçlükle saptayabildiklerimize kadar uzanan bu yolculukta galaksileri daha yakından tanıyacak, Büyük Patlama’yla başlayan hikâyemiz nasıl ilerledi ve uzak bir gelecekte bizi nasıl bir son bekliyor gibi soruların cevaplarını bulacaksınız.