“Gözbebeklerindeki yaşları içinde büyüttüğü boşluğa akıtan ve zihninde yaptığı her kavgadan yenik çıkan yaşına kırgın bu adam, bütün Türkiye’nin eserine ve şahsiyetine geç kalacağı Ahmet Hamdi Tanpınar’dan başkası değildi. Dostlarının ifadesiyle ‘Kırtıpil Hamdi’, kendisinin ifadesiyle ‘derbeder şair’, 1953 Nisanı’nda ilk defa geldiği Paris’te kırtıpilliğine yeni kırtıpillikler, derbederliğine farklı derbederlikler ilâve etmekle meşguldü.”
Sefa Kaplan, biyografi sanatını farklı bir vadiye taşıdığı Geç Kalan Adam: Ahmet Hamdi Tanpınar’da klasik biyografi kalıplarını yıkıyor. Kimi zaman kendini metne doğrudan ve dolaylı bir biçimde katabilmek için Tanpınar’la mektuplaşıyor, kimi zaman da Tanpınar’ı tıpkı bir roman kahramanıymış gibi i
“Gözbebeklerindeki yaşları içinde büyüttüğü boşluğa akıtan ve zihninde yaptığı her kavgadan yenik çıkan yaşına kırgın bu adam, bütün Türkiye’nin eserine ve şahsiyetine geç kalacağı Ahmet Hamdi Tanpınar’dan başkası değildi. Dostlarının ifadesiyle ‘Kırtıpil Hamdi’, kendisinin ifadesiyle ‘derbeder şair’, 1953 Nisanı’nda ilk defa geldiği Paris’te kırtıpilliğine yeni kırtıpillikler, derbederliğine farklı derbederlikler ilâve etmekle meşguldü.”
Sefa Kaplan, biyografi sanatını farklı bir vadiye taşıdığı Geç Kalan Adam: Ahmet Hamdi Tanpınar’da klasik biyografi kalıplarını yıkıyor. Kimi zaman kendini metne doğrudan ve dolaylı bir biçimde katabilmek için Tanpınar’la mektuplaşıyor, kimi zaman da Tanpınar’ı tıpkı bir roman kahramanıymış gibi iyi ve kötü yanlarıyla anlatıyor.
Edebiyatımızın en önemli isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar’a yakışacak nitelikte bir yapıt bu. Onun yaşamını, eserlerini, düşünce dünyasını ve konumlandığı çevreyi geniş bir çerçeve çizerek anlatıyor Sefa Kaplan. Bu bakımdan eser yalnızca Tanpınar meraklıları için değil, Türk edebiyatı tarihiyle ilgilenenler için de önemli bir kaynak. Tıpkı Kaplan’ın diğer eserleri gibi, bir başucu kitabı olmaya da aday üstelik.