Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol

Gelibolu

ISBN : 9786255956132
Stokta Var Stokta Var
185,00 TL
149,85 TL
Öne Çıkan Bilgiler:

Muharebelerle ilgili olarak kendi askerinin kudretini anlatmaya çalıştığında onun büyüklüğünü ifade edip, kendince, tam ve doğru olarak anlatabilmek için vuruştuğu düşmanın (Türk’lerin) gücünün ihtişamını belirtmek zorunda kalmıştır: “Onların (Türk’lerin) aralarında ne teslim olmaktan söz ediliyordu, ne de böyle bir şey akıllarına geliyordu; böyle yiğit ve kahraman bir orduda böyle bir şey olamazdı.” “Türk’ler çok iyi savaşçıydılar: taarruzda gözü dönmüş, savunmada metanet  sahibi yiğittiler; fakat onların düşünce özellikleri ar

Tür : Genel
Sayfa Sayısı : 144
Cilt Tipi : Ciltsiz
Yayın Tarihi : 2/2025
Boyut : 13.0 x 21.0
Kağıt Tipi : 2. Hamur
ISBN Numarası : 9786255956132
Dil :
Daha Fazla Hece Yayınları
Daha Fazla Genel
Marka Adı: Hece Yayınları
Beğen
27.03.2025 tarihine kadar kargoda

Tükendi

Gelince Haber Ver
Listeye Ekle
Tavsiye Et Tavsiye Et
Yorum Yap Yorum Yap
Fiyat Alarmı Fiyat Alarmı

Muharebelerle ilgili olarak kendi askerinin kudretini anlatmaya çalıştığında onun büyüklüğünü ifade edip, kendince, tam ve doğru olarak anlatabilmek için vuruştuğu düşmanın (Türk’lerin) gücünün ihtişamını belirtmek zorunda kalmıştır: “Onların (Türk’lerin) aralarında ne teslim olmaktan söz ediliyordu, ne de böyle bir şey akıllarına geliyordu; böyle yiğit ve kahraman bir orduda böyle bir şey olamazdı.” “Türk’ler çok iyi savaşçıydılar: taarruzda gözü dönmüş, savunmada metanet  sahibi yiğittiler; fakat onların düşünce özellikleri arasında kumandanlarımızı bilmece gibi şaşkınlığa düşüren bir takım şeyler vardı: onların akılları Avrupalı’lara çok acayip gelen bir tarzda çalışıyordu.” “Sürgünleriyle siperlerimize daldılar önlerindeki şeyi süpürüp götürdüler.” “Hiddetli ve şiddetli bir düşman.” “Taarruzumuz bozulup yarıldı,ondan sonra tam nelerin olup bittiğini  anlatmak o kadar zor ki.” “Bu muharebe için hiçbir şey söylenemez, onu ne kelimeler tasvir edebilir, ne de bir zihin hayal edebilir.” “Cesur ve kararlı Türk saldırılarını savmanın endişesi  ve korkusuyla…” “Türk’ler kanlı karşı  saldırılarıyla  müthiş savaşıyorlardı.” “Düşmanın (Türk’lerin) mukavemetlerinin  kırılamaz olduğunu hissederek…” “…bizi  yok edecek sendeleten bir darbe vurdular; bereket versin Tanrı bize acıdı. Tanrımız gerçekten merhametliydi ki, İngiltere başka bir hamle yapmadı da geçip gittiler.” diyerek düşmanlarını (Türk’leri) nasıl gördüğünü anlatırken öte yandan, sadece kendisinin değil, bütün Avrupa’nın bin yıllık köhnemiş tek emelini de ifade etmekten kendini alamamıştır: “Türk’lerin buraları bir daha ellerine geçirmemeleri için atılan her adımı güvenceye almalı.” “Yapacağımız taarruz  Türk gücünü ebediyen yok etmek suretiyle…” “Türk’lerin, kurbanlarının kemiklerinin ve müttefikinin enkazı arasına ebedi olarak itilip yuvarlanmasının son perdesi kapatılacak ve bu da mutlaka sağlanacaktı.”

Ama Batı’nın ebediyen asla sona ermeyecek şifa bulmaz bu hain ve dinmez kinle dolu niyetlerini açıklarken Çanakkale’de mağlup olup Türk toprağı Gelibolu’nun  hemen her karışına gömülen binlerce İngiliz askerinin kemiklerini kurda kuşa terk ederek boyunları bükük perişan bir halde Ege’nin batı ufuklarına doğru yol alıyor, kolu bacağı budanmış ordusuyla tarihin karanlıklarına karışıyorlardı ve her şeye rağmen o kemikleri birer leş olmaktan korumak için yine, ebediyen nefret ettikleri Türk’ler örtüyorlardı. Ve… ‘SON PERDEYİ KAPATMA’ hayalleri de kursaklarında kalıyordu.
İşte bu kitap böyle bir kitaptır; okunursa ne güzel olur.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.