Edebiyatla felsefe arasındaki ilişkinin keşfinde kilit isimlerden biri olan Maurice Blanchot denemeleriyle, Barthes, Foucault ve Derrida gibi önemli teorisyenlerin çalışmalarına biçimsel olarak da yadsınamaz izler bırakmıştır. Bu bakımdan Blanchot'nun yazınsal uzamı bir parçalanma, sözsüz bir söz, yazısız bir yazı teşebbüsü; söylemi bozma, sembolleriyse dağıtma gayesidir.
Blanchot, 1953-1958 yıllarında La Nouvelle Reuve Française'de yayınlanan edebiyat eleştirilerinin bir derlemesi niteliğindeki Gelmekte Olan Kitap'ta; yazının barındırdığı sırlardan bunun bir gereklilik ve mânâ arayışı olarak or
Edebiyatla felsefe arasındaki ilişkinin keşfinde kilit isimlerden biri olan Maurice Blanchot denemeleriyle, Barthes, Foucault ve Derrida gibi önemli teorisyenlerin çalışmalarına biçimsel olarak da yadsınamaz izler bırakmıştır. Bu bakımdan Blanchot'nun yazınsal uzamı bir parçalanma, sözsüz bir söz, yazısız bir yazı teşebbüsü; söylemi bozma, sembolleriyse dağıtma gayesidir.
Blanchot, 1953-1958 yıllarında La Nouvelle Reuve Française'de yayınlanan edebiyat eleştirilerinin bir derlemesi niteliğindeki Gelmekte Olan Kitap'ta; yazının barındırdığı sırlardan bunun bir gereklilik ve mânâ arayışı olarak ortaya konmasına, yazın dünyası ve romandan, edebiyatın ve kitabın geleceğine çok katmanlı edebi ve felse fi bir incelemeye girişiyor. Rousseau'dan Proust'a, Artaud'dan Broch'a, Beckett'ten Musil'e, Mallarmé'den James'e ve Hesse'ye uzanan bu denemelerde dünyayı, onu yeniden yapılandırıp kendi kendini doğurarak bir kere daha tanımlamaya girişen edebi deneyimi sorgularken, yazarları ise edebiyatı, köklerine ve aynı zamanda yokluk noktasına, "yazının sıfır derecesine" götüren kişiler olarak konumlandırıyor.
Zamansallığın dışında ve hiçlik deneyiminin taşıyıcısı vazifesindeki yansız söz arayışının bir ifadesi olan Gelmekte Olan Kitap, kâh "sınır noktası"nı arayışı ve kelimenin gücüyle, kâh eserin yokoluşuyla, anlatının amacını, imkânsızlığını, yıkımını ve sonsuz doğasını sergiliyor.