Jack London’ın kaleminden 20. yüzyıl başı Amerika’sına dair sıra dışı bir roman Genç Boksör. Genç Pat Glendon, eski bir boksör olan babası tarafından, modern toplumun yozlaşmışlığından uzak biçimde yetiştirilmiş bir “saf yetenek”tir. Babasının tavsiyesiyle, dönemin ünlü boks menajeri Sam Stubener tarafından “şehre” getirilir ve ringlerde büyüleyici bir hikâyeye imza atar. Etrafında dönen oyunlardan habersiz, safdil Pat Glendon tek vuruşta rakiplerini nakavt ettikçe, oyunun sandığı gibi “dürüst” olmadığını görecektir… Bugün milyon dolarlık bir endüstri halini alan boksun erken dönemine dair bu etkileyici romanında Jack London, bir taraftan modern şehir yaşamındaki çürümeyi ele alırken diğer taraftan tüm sporları etkisi altına alan “para”n
Jack London’ın kaleminden 20. yüzyıl başı Amerika’sına dair sıra dışı bir roman Genç Boksör. Genç Pat Glendon, eski bir boksör olan babası tarafından, modern toplumun yozlaşmışlığından uzak biçimde yetiştirilmiş bir “saf yetenek”tir. Babasının tavsiyesiyle, dönemin ünlü boks menajeri Sam Stubener tarafından “şehre” getirilir ve ringlerde büyüleyici bir hikâyeye imza atar. Etrafında dönen oyunlardan habersiz, safdil Pat Glendon tek vuruşta rakiplerini nakavt ettikçe, oyunun sandığı gibi “dürüst” olmadığını görecektir… Bugün milyon dolarlık bir endüstri halini alan boksun erken dönemine dair bu etkileyici romanında Jack London, bir taraftan modern şehir yaşamındaki çürümeyi ele alırken diğer taraftan tüm sporları etkisi altına alan “para”nın sporun doğasını nasıl altüst ettiğine dair ölümsüz bir esere imza atıyor.
“Bu maçtan sonra Pat Glendon, şöhrete varan basamakları tırmanmaya başladı. Boks piyasasının palavracıları ile spor muhabirlerinin dikkatini üzerine çekti. (…) Yumrukları altın değerindeydi. Yiğit duruşuyla çok şey vaat ediyordu. Ancak gazeteciler onun, yeteneğini hep üçüncü sınıf boksörlere ya da odun kırıcılara karşı gösterdiğini savunuyordu.”