Tüm zamanların en büyük aşk klasiklerinden ve başyapıtlarından biri olan Genç Werther'in Acıları, 1774 yılında ilk kez yayımlanmasından hemen sonra bütün Alman toplumunu, özellikle gençleri derinden etkilemiş ve o yıllarda Almanya'da pek çok intihar olayının yaşanmasına neden olmuştur. Genç Werther'in Acıları, Goethe'yi Alman Edebiyatının Fırtına ve Coşku (Sturm und Drang) akımının öncüsü haline getirmeyi başarırken, parodiler, operalar, şiirler ve tiyatro oyunlarına uyarlanan, barındırdığı tutkulu ve kendi kendini yok eden başkahramanıyla romantik Avrupalı okurların kült bir eseri haline gelmiştir.
Genç Werther ruhunu, okurlarına keyifli ve aynı zamanda umutsuz aşk mektuplarıyla, karşılıksız aşkıyla anlatır. Onun hikâyesi bir bakıma "itiraf" edebiyatının da kapılarını aralayarak, Goethe'nin yaşamışlığını, yarım kalan, üzücü aşk hikâyesini gözler önüne serer.
Roman, her ne kadar bir aşk hikâyesi olsa da içinde taşıdığı toplumsal eleştiri açısından da önem teşkil eder. Genç Werther'in Acıları, 18. yüzyılda, köşeye sıkıştırılmış genç bireyin manifestosu olarak da okunabilir.