İtiraf etmek lazım, öyle herhangi bir hayat değildi onunki.
Çağdaş edebiyatın en önde gelen yazarlarından Juan Gabriel Vásquez, Kolombiyalı yönetmen Sergio Cabrera’yla birlikte geri dönüp bakmaya çağırıyor okuru: Babasının ölüm haberini alan ve cenazesine gitmeyi reddeden Sergio Cabrera, kendi filmlerinin retrospektif gösterimine katılmak, söyleşiler yapmak için Barselona’ya gider; ülkesindeki referandumdan beklemediği bir sonuç çıkmış, Kolombiya hükümetiyle gerillalar arasındaki barış görüşmeleri olumsuz sonuçlanmıştır. Üstelik evliliği dağılmak üzeredir. Bar
İtiraf etmek lazım, öyle herhangi bir hayat değildi onunki.
Çağdaş edebiyatın en önde gelen yazarlarından Juan Gabriel Vásquez, Kolombiyalı yönetmen Sergio Cabrera’yla birlikte geri dönüp bakmaya çağırıyor okuru: Babasının ölüm haberini alan ve cenazesine gitmeyi reddeden Sergio Cabrera, kendi filmlerinin retrospektif gösterimine katılmak, söyleşiler yapmak için Barselona’ya gider; ülkesindeki referandumdan beklemediği bir sonuç çıkmış, Kolombiya hükümetiyle gerillalar arasındaki barış görüşmeleri olumsuz sonuçlanmıştır. Üstelik evliliği dağılmak üzeredir. Barselona’da iki yıldır görmediği oğluyla buluşacak, her şeyin başladığı sokaklarda yürüyüp kendi filmlerini izleyecektir.
Sıradışı bir hayatın dökümü Geri Dönüp Bakmak. İspanyol İç Savaşı’ndan Latin Amerika sürgünlerine; Çin Kültür Devrimi’nden, Kolombiya’nın 1960’lardaki gerilla hareketlerine uzanan; Sergio’nun iç savaş sırasında İspanya’dan kaçıp Latin Amerika’ya göç eden dedesi Domingo’yu, Felipe Dayı’yı, Brecht şiirleri okuyan bir aktör olmak için hayallerinin peşinden koşan babası Fausto’yu, Sergio’yla birlikte Kızıl Muhafızlar’a ve gerillaya katılmış kız kardeşi Marianella’yı tanıdığımız bir yolculuk.
Yaşadıkları hayatı başkalarının anlayamayacağından emin olanların,
mutlu olabilmenin tek yolunun isyan etmeden yaşananlara teslim olmaktan geçtiğini bilenlerin paylaştığı vefa duygusuydu bu.