Kültürümüzde güzel bir söz var: “Doğduğun vakti hatırlar mısın? Hani sen ağlarken sevinçten dolayı herkes gülerdi. Öyle bir ömür sür ki ölürken etrafındakiler ağlasın, sen gülerek git.”
Geleneğimizde, gidenleri hayırla anmak esastır. Elinizdeki kitapta çağımızda yaşamış yirmi dört güzel insandan söz edilmektedir. Bir kısmı kamu oyunun yakından tanıdığı isimler: Mahir İz, Ekrem Hakkı Ayverdi, İlhan Ayverdi, Bekir Sıdkı Sezgin, Ahmet Yüksel Özemre, Meşkûre Sargut, Müjgan Cunbur gibi. Bir kısmı ise yazarın tanıdığı güzel kimselerdir.
Bunların hemen hemen hepsi gerçekten her yönleriyle iyi insanlardı. Bu sebeple “hayırla yâd edilmeyi” fazlasıyla hak ettiler. Söz konusu şahısların ortak özelliği ise gönül ehli ve “derviş” insan
Kültürümüzde güzel bir söz var: “Doğduğun vakti hatırlar mısın? Hani sen ağlarken sevinçten dolayı herkes gülerdi. Öyle bir ömür sür ki ölürken etrafındakiler ağlasın, sen gülerek git.”
Geleneğimizde, gidenleri hayırla anmak esastır. Elinizdeki kitapta çağımızda yaşamış yirmi dört güzel insandan söz edilmektedir. Bir kısmı kamu oyunun yakından tanıdığı isimler: Mahir İz, Ekrem Hakkı Ayverdi, İlhan Ayverdi, Bekir Sıdkı Sezgin, Ahmet Yüksel Özemre, Meşkûre Sargut, Müjgan Cunbur gibi. Bir kısmı ise yazarın tanıdığı güzel kimselerdir.
Bunların hemen hemen hepsi gerçekten her yönleriyle iyi insanlardı. Bu sebeple “hayırla yâd edilmeyi” fazlasıyla hak ettiler. Söz konusu şahısların ortak özelliği ise gönül ehli ve “derviş” insan olmalarıdır. Hepsi, bu kubbede “hoş bir sadâ” bırakarak gittiler...