Gılgamış Destanı, bilinen en eski yazılı edebi eserdir. Kral Gılgamış’ın üçte bir insan olması nedeniyle ölümlü yazgısından kaçma çabaları, kuşkusuz okurda derin duyguları harekete geçirmektedir.
Farklı dönemlerde yazıya geçirilmiş olan destanın Sümerce ilk yazımı İ.Ö. 2000’li yıllarda gerçekleştirilmiştir. Eski Babil yazması ise Hamurabi (İ.Ö.1800) dönemindedir. Gılgamış Destanı’nın son ozanı ise Babil’de bilim ve edebiyatın doruğa ulaştığı İ.Ö. 1250 yıllarına tarihlenen Sin-Lekke-Unnini adlı sanatçıdır. Bu ozan, yapıtı görece basit biçiminden çıkarıp derinlik ve coşku yüklü bir şiire dönüştürmüştür.
Kil levhalar üzerine değişik dönemlerdeki yazımlar ve kopyalar günümüze tam olarak ulaşamadığı için destan pek çok eksiklik
Gılgamış Destanı, bilinen en eski yazılı edebi eserdir. Kral Gılgamış’ın üçte bir insan olması nedeniyle ölümlü yazgısından kaçma çabaları, kuşkusuz okurda derin duyguları harekete geçirmektedir.
Farklı dönemlerde yazıya geçirilmiş olan destanın Sümerce ilk yazımı İ.Ö. 2000’li yıllarda gerçekleştirilmiştir. Eski Babil yazması ise Hamurabi (İ.Ö.1800) dönemindedir. Gılgamış Destanı’nın son ozanı ise Babil’de bilim ve edebiyatın doruğa ulaştığı İ.Ö. 1250 yıllarına tarihlenen Sin-Lekke-Unnini adlı sanatçıdır. Bu ozan, yapıtı görece basit biçiminden çıkarıp derinlik ve coşku yüklü bir şiire dönüştürmüştür.
Kil levhalar üzerine değişik dönemlerdeki yazımlar ve kopyalar günümüze tam olarak ulaşamadığı için destan pek çok eksiklik ve kopukluk içermektedir. Bu kitapta Sümerce ve Babil dilindeki yazımlar kaynaştırılıp bütünlüğü sağlayan eklemelerle, destan kesintisiz akıcı bir üsluba kavuşturulmuş, ruh ve coşkusu korunmuştur. Bu eklemeler, parçaları zamanla dökülen mozaik bir tasvirin, genel görünüşüne uygun olarak tamamlanma işlemine benzer bir yaklaşımla yapılmıştır.