Hayatınızda bir an için bile olsa, bir şeyler için koşturmayı bırakıp sadece durabiliyor musunuz? Şu an durabilir misiniz? Peki, dursaydınız ne olurdu?
Ne durumda olursak olalım, bulunduğumuz yerle ve durumla gerçekten temas halinde olabilmek için şimdiki anın içimize işlemesine yetecek kadar uzun bir süre durmamız gerekir. Ancak çoğu zaman geçmiş veya gelecekle, ne istediğimizle, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığımızla veya nelerden korktuğumuzla meşgul olduğumuz için biraz durup şimdiki anın büyüsünü yakalamakta zorlanırız. Bu durumda önümüzdeki ihtimallerin zenginliğini tam olarak
Hayatınızda bir an için bile olsa, bir şeyler için koşturmayı bırakıp sadece durabiliyor musunuz? Şu an durabilir misiniz? Peki, dursaydınız ne olurdu?
Ne durumda olursak olalım, bulunduğumuz yerle ve durumla gerçekten temas halinde olabilmek için şimdiki anın içimize işlemesine yetecek kadar uzun bir süre durmamız gerekir. Ancak çoğu zaman geçmiş veya gelecekle, ne istediğimizle, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığımızla veya nelerden korktuğumuzla meşgul olduğumuz için biraz durup şimdiki anın büyüsünü yakalamakta zorlanırız. Bu durumda önümüzdeki ihtimallerin zenginliğini tam olarak fark edemeyebiliriz. Bunun yerine kim olduğumuzu, nereye gittiğimizi, neler olup bittiğini zaten bildiğimize dair kişisel bir kurguya saplanıp kalırız. Âdeta gerçeklik dediğimiz bir rüyada yaşarız. Elinizdeki kitap, bu tür rüyalardan ve çoğu zaman bunların dönüştüğü kâbuslardan uyanmakla ilgilidir. Bu uyanış, gittiğimiz her yere gerçekten “kendimizi” de götürmemizi sağlayacaktır.