Arkeoloji biliminin son dönemdeki en büyük buluşu hiç şüphesiz Göbeklitepe'nin keşfedilmesi ve kazılması oldu. Göbeklitepe'nin, içinde ve çevresinde birtakım şamanik ritüellerin gerçekleştirildiği bir tapınak (belki de tapınak-gözlemevi) kompleksi olduğu ve anıtsal tarzının dünyada bilinen tüm diğer tapınaklardan farklı olduğu kazıların daha en başında kesin gibiydi. Göbeklitepe kazılmadan önce dahi tapınakların bulunduğu yerde yer alan ve yalnız başına bir tepede duran bir dilek ağacına o yörenin halkı saygı gösteriyor ve bu ağacı ziyaret ediyordu. Şamanizmin Türk kültürüne en önemli yansımalarından biri de kutsal bilinen bir dilek ağacına bez ve çaput bağlamaktır.Ön-Türk kültüyle keşfedilen tapınaklar arasında nasıl bir bağlantı bulunabilir? Daha açık bir ifade ile bilinen dünyanın ilk tapınakları olarak kabul edilen Göbeklitepe tapınakları Ön-Türklere mi aittir? Veya Ön-Türkler bunun bir parçası mıdır? Yoksa Ön-Türkler çağ açan bu gelişmeleri uzaktan seyretmekle mi yetinmişlerdir? Göbeklitepe'de gerçekleştirilen ritüeller Ön-Türk kamları tarafından gerçekleştirilmiştir.İşte kitapta cevabı aranacak sorular bunlardır.