1915 yılında yayımlandıktan yalnızca altı ay sonra, toplum ahlakını tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanmış bir Lawrence klasiği olan Gökkuşağı, çağının çok ötesinde olan ve kendi kendini özgürleştirmiş bir eserdir.
Lawrence, İngiltere’nin kırsal bir kesiminde yaşayan Brangwen ailesinin üç kuşağının kadınları ve erkekleri üzerinden hem bir toplumun dönüşümünü hem de tek başına bireyin karmaşıklığını anlatır. O kadınlar ki kendini tanımak için büyük sancılar çeker, kadın olmanın geleneksel rolünü reddeder, bir yandan sonsuzu arar ve başka yerlerin özlemini çekerken bir yandan da durulmak ister. O erkeklerse kadınlar karşısındaki güçsüzlüklerini sonsuz bir kayıtsızlıkla gizlemeye çabalasa da aşağılanan duyguları onlarda derin bir öfk
1915 yılında yayımlandıktan yalnızca altı ay sonra, toplum ahlakını tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanmış bir Lawrence klasiği olan Gökkuşağı, çağının çok ötesinde olan ve kendi kendini özgürleştirmiş bir eserdir.
Lawrence, İngiltere’nin kırsal bir kesiminde yaşayan Brangwen ailesinin üç kuşağının kadınları ve erkekleri üzerinden hem bir toplumun dönüşümünü hem de tek başına bireyin karmaşıklığını anlatır. O kadınlar ki kendini tanımak için büyük sancılar çeker, kadın olmanın geleneksel rolünü reddeder, bir yandan sonsuzu arar ve başka yerlerin özlemini çekerken bir yandan da durulmak ister. O erkeklerse kadınlar karşısındaki güçsüzlüklerini sonsuz bir kayıtsızlıkla gizlemeye çabalasa da aşağılanan duyguları onlarda derin bir öfkeye sebep olur.
Ev içlerine giren Gökkuşağı’nın renkleri sevgisizliğin, tutkunun, iradenin, bencilliğin ve sadakatin üzerine düşer. Birbirlerinin iradelerine üstün gelmek için verdikleri savaş da aşkın eliyle buldukları barış da onları yorar, sonsuza dek sürecek bir çatışmayı içlerinde duyarlar.