Dürüst bir insan için siyaset, akılalmaz tuzaklarla dolu olabilir...
Hayalî evrenlerin azametli mucidi Sör Terry Pratchett'ın benzersiz yaratımı “Diskdünya”nın ilk kez Türkçeye çevrilen otuz dördüncü kitabı Güm!, kan davaları binlerce yıl öncesine dayanan iki kadim toplumun, dinî ve siyasi söylemlerle kendilerini uyutmaya çalışan otoritelere karşı giriştikleri başkaldırıya odaklanan, “taş” gibi bir polisiye.
Dünya çapında 100 milyonun üzerinde satan kırk bir kitaplık serinin, gerçeklik algımıza t&uum
Dürüst bir insan için siyaset, akılalmaz tuzaklarla dolu olabilir...
Hayalî evrenlerin azametli mucidi Sör Terry Pratchett'ın benzersiz yaratımı “Diskdünya”nın ilk kez Türkçeye çevrilen otuz dördüncü kitabı Güm!, kan davaları binlerce yıl öncesine dayanan iki kadim toplumun, dinî ve siyasi söylemlerle kendilerini uyutmaya çalışan otoritelere karşı giriştikleri başkaldırıya odaklanan, “taş” gibi bir polisiye.
Dünya çapında 100 milyonun üzerinde satan kırk bir kitaplık serinin, gerçeklik algımıza türlü taklalar attıran bu en ters köşe macerası, “Bekçiler” alt serisinin de yedinci halkası.
İki ayrı ırk arasındaki ezelî ve ebedî düşmanlığın geriliminden çıkan kıvılcımları ciddi bir cengin kıyısında söndüren Pratchett; romanında eğildiği konularla içinde yaşadığımız dünyanın siyasiler tarafından nasıl kirletildiğini, toplumların alengirli oyunlarla kandırılarak nasıl zapturapt altına alındığını gösteriyor.
Vimes, darttan daha karmaşık hiçbir oyunu sevmiyordu. Özellikle satranç, sinirlerini feci bozuyordu.
Şahlar hiçbir şey yapmadan rahat rahat otururken piyonların gidip başka piyonları katletmesi falan delirtiyordu onu. Hâlbuki piyonlar birleşseler, hatta belki kaleleri de ikna etseler, bir düzine hamlede tüm tahtada cumhuriyet ilan edilirdi...
Hayat kimilerine göre oyunlardan, kimilerine göre yalanlardan ibaret. Kimileri ise bu ikisinin aynı şey olduğunu düşünür. Fakat her şeye rağmen tahtada her zaman iki taraf bulunur ve bu iki taraf Troller ile Cüceler gibi can düşmanıysa savaşın gürültüsü uzaklardan duyulur.
Ahali yeterince gerginken, üstüne bir de herkesi, aydınlatılmayı bekleyen bir cinayet vakası ile Kraliyet Müzesi'nden çalınan paha biçilmez bir resmin gizemi sarmışken, işler iyice arapsaçına dönmek üzerdir. Neyse ki Ankh-Morpork'un asayişinden sorumlu Vimes ve ekibi görev başındadır, yani yersiz telaşa mahal yoktur... tabii yapboz misali biriktirdikleri ipuçlarının altında, çok ama çok derinlerde saklı mühim şeyleri kazara atlamazlarsa! Ne demişler; eski düşmanlıkların dibinde yatan elmas gibi gerçekler, kendilerini yeraltından çıkaracak suyu elbette bulur...
Diskdünya'nın en komplike ama bir o kadar da tatminkâr sonlarından birini sunarak okurun dimağında iz bırakan Güm!, bizzat içinde yaşadığımız dünyaya ve bize kucak açan toplumlara fantastik bir evrenden ayna tutuyor; değişik tuzaklarla bizi biz olmaktan çıkarıp ağına düşürmeye çalışan siyasi güçlerin ipliğini pazara çıkarıyor.
Çünkü eğer birileri seni öldürmeye çalışıyorsa, bu bir şeyi doğru yaptığın anlamına gelir.