1950 yazında Kore Savaşı patlak verdiğinde, bir Kore köyü olan Geumsan’ın çocukları arasında bir efsane dolaşmaktadır: Bebek Kumandan efsanesi. Mitolojik kahraman Bebek Kumandan, tıpkı daha önce olduğu gibi halkı özgürlüğüne kavuşturmak için gümüş aygırının sırtında çıkıp gelecektir bir gün. Çocuklar sabırsızlıkla Bebek Kumandan’ın gelişini beklerken, arkasında Birleşmiş Milletler Ordusu ile birlikte Amerikan generali Douglas MacArthur çıkagelir. Bu andan itibaren Kore de Geumsan köyü de sonsuza dek değişmiştir artık.
Çocuk yaşta Kore Savaşı’na tanıklık eden yazar Ahn Junghyo, tanıklıkl
1950 yazında Kore Savaşı patlak verdiğinde, bir Kore köyü olan Geumsan’ın çocukları arasında bir efsane dolaşmaktadır: Bebek Kumandan efsanesi. Mitolojik kahraman Bebek Kumandan, tıpkı daha önce olduğu gibi halkı özgürlüğüne kavuşturmak için gümüş aygırının sırtında çıkıp gelecektir bir gün. Çocuklar sabırsızlıkla Bebek Kumandan’ın gelişini beklerken, arkasında Birleşmiş Milletler Ordusu ile birlikte Amerikan generali Douglas MacArthur çıkagelir. Bu andan itibaren Kore de Geumsan köyü de sonsuza dek değişmiştir artık.
Çocuk yaşta Kore Savaşı’na tanıklık eden yazar Ahn Junghyo, tanıklıklarını Gümüş Aygır romanında hayal gücü ile birleştirmiş, savaşın küçük bir Kore köyünde açtığı onulmaz yaraları, dul bir anneyi bölgeye konuşlanan yabancı askerlere hayat kadınlığı yapmaya itişini, savaş ortamındaki çocukların geri dönülmez biçimde değişen dünyalarını, yoksulluğu, yozlaşmayı ve ahlaki çöküşü acımasız bir gerçekçilikle resmetmiştir. Üstelik bunu büyük ölçüde kendisi gibi erken yaşta savaşla tanışan çocukların gözünden yapmıştır.
Ahn Junghyo’nun “Kore’nin hikâyesi”ni anlattığı romanı
Gümüş Aygır, Korece aslından yapılan çevirisiyle ilk kez Türkçede!