Dile hâkimiyeti ve keskin gözlem yeteneğiyle Türk edebiyatının aşılmaz doruklarından biri haline gelmiş olan Refik Halid Karay, Gurbet Hikâyeleri ile “sürgün edebiyatı”nın en özgün örneklerinden birine imza atıyor.
Karay’ın, 1930 ila 1937 yıllarında sürgün olarak yaşadığı Beyrut, Halep ve Hatay’da kaleme aldığı on yedi öykünün bir araya geldiği Gurbet Hikâyeleri, dönemin toplumsal yapısına dair ustaca gözlemler içeriyor. “Sürgünde bir entelektüel” olarak Anadolu insanının yaşayış tarzına keskin bir bakış atan Karay, toplumsal yapıda eski ve yeni karşılaşt
Dile hâkimiyeti ve keskin gözlem yeteneğiyle Türk edebiyatının aşılmaz doruklarından biri haline gelmiş olan Refik Halid Karay, Gurbet Hikâyeleri ile “sürgün edebiyatı”nın en özgün örneklerinden birine imza atıyor.
Karay’ın, 1930 ila 1937 yıllarında sürgün olarak yaşadığı Beyrut, Halep ve Hatay’da kaleme aldığı on yedi öykünün bir araya geldiği Gurbet Hikâyeleri, dönemin toplumsal yapısına dair ustaca gözlemler içeriyor. “Sürgünde bir entelektüel” olarak Anadolu insanının yaşayış tarzına keskin bir bakış atan Karay, toplumsal yapıda eski ve yeni karşılaştırmasına girişiyor. Batılılaşmanın getirdiği kimi sorunları cesurca irdeliyor, sosyal problemlere, halkın kurnazlığına ve tembelliğine eğilirken, olağanüstü çevre tasvirleri de sunuyor. Dönemin günlük yaşamından karakterleri ve olayları ele alıp üst düzey bir dil işçiliğinin yanı sıra ustaca bir teknikle harmanlayan yazarın hikâyelerinde “gurbet” teması da kendisine sıklıkla yer buluyor.
Türk öykücülüğünün en özel örneklerinden biri olan Gurbet Hikâyeleri’nin bu güncel edisyonunu Zülfü Livaneli’nin önsözü ve özenli bir baskıyla okurun ilgisine sunuyoruz.