“Öz geçmişinizi alınca çok şaşırdığımı söylemeliyim.”
“Neden?”
“Neden mi? Bana nedenini mi soruyorsunuz? Siz profesörsünüz!”
“...”
“Hatta belli bir üne sahipsiniz. Yanılmıyorsam daha önce bir makalenizi okumuştum ve şu an müzede salon bekçisi olmak için işe başvuruyorsunuz.”
“Evet.”
“Bu size tuhaf gelmiyor mu?”
“Hayır
“Öz geçmişinizi alınca çok şaşırdığımı söylemeliyim.”
“Neden?”
“Neden mi? Bana nedenini mi soruyorsunuz? Siz profesörsünüz!”
“...”
“Hatta belli bir üne sahipsiniz. Yanılmıyorsam daha önce bir makalenizi okumuştum ve şu an müzede salon bekçisi olmak için işe başvuruyorsunuz.”
“Evet.”
“Bu size tuhaf gelmiyor mu?”
“Hayır, hiç gelmiyor.”
Antoine Duris, Lyon'da meslektaşları ve öğrencileri tarafından çok sevilen bir sanat tarihi profesörüdür. Ancak bir anda istifa eder ve duvarlarında dünyaca ünlü ressamların renkli tablolarının asılı olduğu Musée d'Orsay'de salon bekçisi olmak için Paris'e taşınır. Antoine'ın tek çaresi vardır: Güzelliğe yönelmek.
Kimse bu ani değişime anlam veremez. Modigliani'nin ilham perisi Jeanne Hébuterne'in portresine bakarak saatlerce düşünen bu tuhaf karakterin içinde ne yattığını kimse tahmin edemez. Onun sessizliğinde korkunç bir sır, öğrencisinin yüzü saklıdır.
Kitapları kırktan fazla dile çevrilen David Foenkinos’tan; genç bir kadının yaşadığı trajediyi ve sanatın insanların hayatına etki etme gücünü konu alan, güzelliğin çirkinlik üzerinde bir pansuman görevi görebileceğini anlatan sarsıcı bir roman.
“Bu hikâyeden etrafa parlak, hayati bir şeyler yayılıyor.” -Mohammed Aïssaoui, Le Figaro Littéraire
“Suçun çirkinliğinden resmin güzelliğine… David Foenkinos'un kitabı ruhların yok edilmesini, ardından sanatın rövanşını anlatan çok başarılı bir roman.” -Bernard Pivot, Le Journal du Dimanche
“Asla peşimizi bırakmayan, sersemleten, altüst eden bir hikâye.” -Bernard Lehut, RTL