Hacı Bektaş Veli ve Bektaşilik hakkında birçok kitap yazılmıştır. Fakat içlerinde pek azı bu konuya gerçekçi bir yaklaşım getirebilmiştir. Bu kitaplardan bir çoğu Hacı Bektaş’ın yalnız efsanevi yönü üzerinde durmuştur. Ya da Bektaşilik üzerine kimi kişi ve çevrelerce uydurulan yalan, asılsız, yararsız sorunlar üzerinde durulmuştur.
Konuya özdenlikle eğilen yazarların bir kısmı da yeni bir bakış açısı, yeni bir yorum getirmemişlerdir. Bu tarihsel - toplumsal gerçeğin, olgunun ekonomik - sosyal yönleri üzerinde durulmamıştır. Tarihi determenizm’e göre bilimsel bir yöntemle e
Hacı Bektaş Veli ve Bektaşilik hakkında birçok kitap yazılmıştır. Fakat içlerinde pek azı bu konuya gerçekçi bir yaklaşım getirebilmiştir. Bu kitaplardan bir çoğu Hacı Bektaş’ın yalnız efsanevi yönü üzerinde durmuştur. Ya da Bektaşilik üzerine kimi kişi ve çevrelerce uydurulan yalan, asılsız, yararsız sorunlar üzerinde durulmuştur.
Konuya özdenlikle eğilen yazarların bir kısmı da yeni bir bakış açısı, yeni bir yorum getirmemişlerdir. Bu tarihsel - toplumsal gerçeğin, olgunun ekonomik - sosyal yönleri üzerinde durulmamıştır. Tarihi determenizm’e göre bilimsel bir yöntemle ele alınmamıştır. Metinlerle, Bektaşi - Alevi şiiri üzerine hazırlanan güldestelerle yetinilmiştir. Bu konuda en dikkate değer çalışmalar, J. W. Hasluck, (Bektaşilik Tetkikleri) Fuat Köprülü (Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar), Besim Atalay Bektaşilik ve Edebiyatı), George Jacop (Die Bektaschijje) gibi yerli ve yabancı yazarlara aittir. Yararlandığımız kitapların bir kısmını dipnotlarda gösterdik. Başvurduğumuz diğer kaynakları da çalışmamızın sonunda gösterdik. Kuşkusuz, bu konuda yayımlanmış bulunan daha birçok yapıt vardır. Bunların bir kısmını elde etme olanağını bulamadık. Ama şuna inanıyoruz ki bundan sonra yapılacak araştırmalar daha tutarlı, daha büyük bir emeğin ürünü olacaktır.
Hacı Bektaş ve Bektaşilik üzerine ilk ciddi yaklaşım, “Hacı Bektaş Turizm Derneği”nin 1976 yılında düzenlediği “Hacı Beştaş Veli’nin Devrimci - Toplumcu Yönü” konulu deneme yarışmasıyla sağlanmıştır. Hükümetlerin yapmadığını, üniversitelerin ihmal ettiğini yapmak ya da yapmaya çalışmak, kuşkusuz ki bir yurtseverlik örneğiydi. Bilimsel çalışmalar konuyu daha da ileri götürecektir. Denemelerin ve bildirilerin toplandığı kitap, konunun ciddiyetini belgeledi. Anadolu’da doğan bu düşüncenin Atatürk devrimlerini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı, Ulusal Kurtuluş Savaşları’nı, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni, Türk Yurttaşlar Yasası’nı anımsatan bir özü vardır. Yok gibi gelir, çoğuinsana, ama düşünüldükçe ilişkiler ortaya çıkar.
Çalışmamız ilerledikçe çok ciddi bir konunun yıllar yılı ihmal edildiğini anladık. Konuya daldıkça Hacı Bektaş ve Bektaşilik gerçeğinin gittikçe büyüdüğünü, yeni boyutlar kazandığını gördük. Kuşkusuz, istediğimiz sonuca varmış değiliz. Koca bir fikir ve eylem denizinden bir damladır bizim çalışmamız. Bu konuda Türk aydınlarına, araştırmacılarına büyük görevler düştüğüne inanıyoruz. Çünkü bizde, özellikle çıkarcılar, fosillerle uğraştıklarından, halkın öz değerlerine sıra gelmez. Ulu kişi Hacı Bektaş’a ve ona bağlanan Bektaşilik’e katkımız olduysa kendimizi mutlu sayacağız. Tüm Bektaşi - Alevi dostlarıma bin selâm!..