Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndaki beşinci yılında Harry, hayatını cehenneme çeviren sihirli/sihirsiz pek çok şeyle başa çıkmak zorunda: Yaz tatilini yanlarında harcadığı aptal akrabaları; beklenmedik bir anda ve yerde karşısına çıkan Ruh Emici'ler; ergenlik çağının isyanları, heyecanları, korkuları; onun gösteriş düşkünü bir yalancı olduğunu düşünenler; okulun işleyişine burnunu sokmaya çalışan Sihir Bakanlığı; gelmiş geçmiş en berbat Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni; ağır dersler, zor sınavlar, acımasız cezalar; sürekli yinelenen bir kâbus ve acıyan yara izi; ona en yakın insanlardan birinin ölümü; beş yıl gecikmeyle öğrendiği bir gerçek...
Dizinin ilk dört kitabında gözlerimizin önünde adeta etten kemikten bir büyülü dünya kuran J. K. Rowling, yaratıcılığıyla yine başrolde: Satırlara ve satır aralarına serpiştirilmiş zekice ayrıntılar, olay örgüsünü daha da zenginleştiriyor ve büyülü dünyaya yeni renkler katıyor. Bu sürükleyici kitabı elinizden bırakamayıp kalınlığıyla ters orantılı hızda okuyacak ve tıpkı Harry gibi bir sonraki okul yılını iple çekerek Hogwarts'tan ayrılacaksınız.
Tadımlık
BİRİNCİ BÖLÜM
Dudleynin Ruhu Ağzında
Yazın o zamana kadarki en sıcak günü yavaş yavaş sona ererken, Privet Drivein büyük, kutu kutu evlerinin üzerine uykulu bir sessizlik çökmüştü. Çoğunlukla pırıl pırıl parlayan arabalar şimdi yolda tozlanmış halde duruyordu, bir zamanlar zümrüt yeşili olan çimler ise kavruk ve sararmıştı kuraklıktan dolayı su hortumlarının kullanımı yasaklanmıştı çünkü. Araba yıkama ve çim biçme gibi iki önemli günlük uğraştan yoksun kalan Privet Drive sakinleri, serin evlerinin gölgesine çekilmiş, bir türlü gelmek bilmeyen meltemi davet edercesine pencerelerini ardına kadar açık bırakmıştı. Dışarıdaki tek kişi, dört numaralı evin önünde, bir çiçek tarhında sırtüstü yatan yeniyetme bir çocuktu. Sıska, siyah saçlı, gözlüklü bir oğlandı, kısa sürede çok boy atanların bir deri bir kemik, biraz sağlıksız görünüşüne sahipti. Kot pantolonu yırtık ve kirli, tişörtü bol ve solmuştu, spor ayakkabılarının tabanları da kalkmıştı. Harry Potterin bu hali, pasaklılığın yasalarca cezalandırılması gerektiğini düşünen komşuların gözünde onu hiç de sevimli kılmıyordu.