"Hatıramın hatırası yaşadığım değil, miras edindiğim anılardır. "Bir geçmişin yankısı. Geçmişimin sular altında kalan, görünmeyen kısmı. Sagamın karanlık doğuş noktası. Doğduğum gün, avuçlarımda taşıdığım pıhtıda ve çocukluğum boyunca taşıdım bu trajediyi."Ve hep unutmak istediğim zamanla."Ondokuzuncu yüzyılın sonu ve Birinci Dünya Savaşının ertesinde Osmanlı İmparatorluğu bünyesindeki Ermenilerin yaşadığı dramın üzerine kurulan bu anlatı, tarih ve aile hatıratının; anlatılar yoluyla canlanan fotoğrafların ve bir yıkımın kalıntılarının eşine az rastlanır ölçüde güçlü bir harmanlamanın, mirasçılarını da kendine çeken bir bileşimidir.Yirminci yüzyılın ilk soykırımı olarak adlandırılan bu olay, hiçbir zaman böylesine epik ve evrensel bir ifadeyi yakalayamamıştı.Şair, jeostrateji ve sorunlu bölgeler uzmanı Gérard Chaliand, dedelerini kurban verdiği 1915 soykırımının ağırlığının taşıyıcısı olmayı uzun süre reddetti. Bu metin, 20 yıllık konuşma fragmanlarının zamanla bir araya gelişidir.