Yol yürümek isteyene açar kendini; bazen dünyanın öbür ucuna kadar gidip bütün bağlardan özgürleşmek, bazen de evden yalnızca birkaç adım uzaklaşarak o bağları onarmak için...
Dar sokakları, dolambaçlı patikaları, asfalt zemini, nemli toprağı, tozu pisi, kayaları ve çiçekli kırlarıyla hazır ve nazır beklemektedir yol. Çünkü yürümek sağaltır; gidilecek rotadan bağımsız olarak batan güneşe, bastıran soğuğa, ağırlaşan bedene rağmen bilinmeyene duyulan güvenle hareket edildiğinde, yola çıkanla bir yere varan kişi aynı değildir artık.
Yol yürümek isteyene açar kendini; bazen dünyanın öbür ucuna kadar gidip bütün bağlardan özgürleşmek, bazen de evden yalnızca birkaç adım uzaklaşarak o bağları onarmak için...
Dar sokakları, dolambaçlı patikaları, asfalt zemini, nemli toprağı, tozu pisi, kayaları ve çiçekli kırlarıyla hazır ve nazır beklemektedir yol. Çünkü yürümek sağaltır; gidilecek rotadan bağımsız olarak batan güneşe, bastıran soğuğa, ağırlaşan bedene rağmen bilinmeyene duyulan güvenle hareket edildiğinde, yola çıkanla bir yere varan kişi aynı değildir artık.
Hayatı Yürümek okura, beden aracılığıyla manevi bir keşfe çıkmayı, gündelik yaşamın pürüzlerini askıya almayı, zaman kavramına bambaşka yaklaşm ayı ve elbette yenilenmeyi nihai hedefe dönüştüren bir yolculuğa çıkmayı öneriyor. Bu teknoloji ve hız çağında, ruhun kırılganlığına ve bedenin yorgunluğuna meydan okuyan, fiziksel sınırları da aşmaya yönelik bu muazzam çaba, arkada bırakılanlara, özleme, kayıplara rağmen ruhsal ve bedensel hasarları iyileştirmeye atılan bir adıma dönüşüyor.
Antropolog ve sosyolog David Le Breton'dan, Yürümeye Övgü'nün ardından dağlar tepeler aşıp kendini keşfe dalanlar ve içindeki sığınağı adım adım kat edenler için edebi ve felsefi anekdotlar eşliğinde esaslı bir rehber.