Zehra Çelenk, Hayatta Kalma Rehberi ile insan ruhunun görünmez taraflarına bakıyor. Bu bakışta yoğun bir cesaret ve derin bir edebî feraset var. Her gün gözümüzün önünde cereyan eden hadiselere, bir de “buradan” bakmanın oldukça şaşırtıcı sonuçlarını izliyoruz bu öykülerde.
Senaryoları ve gazete yazılarıyla geniş bir kitleye hitap eden Çelenk’in, her öyküsünde arkada mırıldanan bir roman olduğunu sezmek mümkün.
Değişen, bir daha değişen, daha da değişen hayatların ve dünyaların öyküleri bir araya geliyor burada. Zaman zaman umutsuzluğa kapılmak da kusur değildir, umut hep var diyor metinler.
Yeni bir başlangıç için; heyecan hariç değil.
“Manzara körlüğü” diye açıklamıştı bunu ilk tanıştığımız günlerde. Denizin
Zehra Çelenk, Hayatta Kalma Rehberi ile insan ruhunun görünmez taraflarına bakıyor. Bu bakışta yoğun bir cesaret ve derin bir edebî feraset var. Her gün gözümüzün önünde cereyan eden hadiselere, bir de “buradan” bakmanın oldukça şaşırtıcı sonuçlarını izliyoruz bu öykülerde.
Senaryoları ve gazete yazılarıyla geniş bir kitleye hitap eden Çelenk’in, her öyküsünde arkada mırıldanan bir roman olduğunu sezmek mümkün.
Değişen, bir daha değişen, daha da değişen hayatların ve dünyaların öyküleri bir araya geliyor burada. Zaman zaman umutsuzluğa kapılmak da kusur değildir, umut hep var diyor metinler.
Yeni bir başlangıç için; heyecan hariç değil.
“Manzara körlüğü” diye açıklamıştı bunu ilk tanıştığımız günlerde. Denizin, ormanın, kentin manzarası gibi, insanın da manzarası gücünü zamanla kaybediyor. Birbirimizin yüzüne baka baka görünmez hale geliyoruz. Alışkanlığın tutarlı kaplumbağası aşkın sabırsız tavşanını daima yeniyor. İnsanlar ikiye ayrılır: Doğrudan kanına karışanlar, yanından su gibi akıp geçenler. O, kana zehir gibi karışan cinstendi. Güzel rüya, kesin ölüm.