Hazırcevap olmak, herkese laf yetiştirmek ya da söylenen her söze bir cevap bulmak değildir.
Kıvrak bir zekâyla muhatabı susturan nükteli söylemlerdir. Cevap niteliğinde söylenen bir sözün
“hazırcevap” olarak kabul edilebilmesi için şu özellikleri taşıması gerekir: Cevabın zamanlaması, konuşmanın akışına uygun bir süratte olmalıdır. Gecikmiş bir cevap, hazırcevap değildir.
Muhatabın bile takdirini kazanabilecek nitelikte sıra dışı bir bakışla yorumlanmış ve insanları şaşırtacak derecede kıvrak bir zekâ ürünü olmalıdı
Hazırcevap olmak, herkese laf yetiştirmek ya da söylenen her söze bir cevap bulmak değildir.
Kıvrak bir zekâyla muhatabı susturan nükteli söylemlerdir. Cevap niteliğinde söylenen bir sözün
“hazırcevap” olarak kabul edilebilmesi için şu özellikleri taşıması gerekir: Cevabın zamanlaması, konuşmanın akışına uygun bir süratte olmalıdır. Gecikmiş bir cevap, hazırcevap değildir.
Muhatabın bile takdirini kazanabilecek nitelikte sıra dışı bir bakışla yorumlanmış ve insanları şaşırtacak derecede kıvrak bir zekâ ürünü olmalıdır. Nükte, asıl amaç değildir; önemli olan, amaca odaklanmış çarpıcı bir mesajı nükte tepsisiyle sunmaktır. Söz dizimindeki ustalık, kişiye özgün bir üslupla bütünleşmiş olmalıdır. Veciz bir ifade formuna sahip olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, cevap ne kadar uzarsa etki gücü o kadar azalır. Hazırcevaplar, konuşmalarda daima son sözdür. Bu nedenle de muhatabı şaşırtıcı, Düşündürücü ve bunun bir sonucu olarak da susturucu bir nitelikte olmalıdır. Cevap verirken amaç; muhatabı zor durumda bırakmak ya da onu aşağılamak değil, nükteyle bezenmiş kıvrak bir zekânın dağarcığındaki zengin dil kültürüyle etkili bir cevap vererek onu susturmaktır.