Zihnimizde bir başkasının hikâyesini duyarak yaşasaydık nasıl olurdu?
Mustafa Aplay bu romanda, gerçeğin düşle, bugünün yarınla, hikâyemizin bir başkasının hikâyesiyle yoğrulduğu bir atmosfer sunuyor. Bu, içinde olduğumuz dünya ile bambaşka bir dünyanın, zamansız, şimdisiz ve sonrasız hikâyesi.
Hep Peşinden, geleceğe gidiş ve şimdiye dönüşlerle oluşturulan döngüsel kurgusuyla, okuyucuyu şaşırtıcı bir deneyime çağırıyor. Yazar, 90 dakikalık bir maç anlatımına, biri 2018 diğeri ise 2118 yılında farklı mekânlarda geçen iki çarpıcı hikâyeyi sığdırıyor. Böylece okurun, “hep peşinden” koşacağı garip, distopik, çok
Zihnimizde bir başkasının hikâyesini duyarak yaşasaydık nasıl olurdu?
Mustafa Aplay bu romanda, gerçeğin düşle, bugünün yarınla, hikâyemizin bir başkasının hikâyesiyle yoğrulduğu bir atmosfer sunuyor. Bu, içinde olduğumuz dünya ile bambaşka bir dünyanın, zamansız, şimdisiz ve sonrasız hikâyesi.
Hep Peşinden, geleceğe gidiş ve şimdiye dönüşlerle oluşturulan döngüsel kurgusuyla, okuyucuyu şaşırtıcı bir deneyime çağırıyor. Yazar, 90 dakikalık bir maç anlatımına, biri 2018 diğeri ise 2118 yılında farklı mekânlarda geçen iki çarpıcı hikâyeyi sığdırıyor. Böylece okurun, “hep peşinden” koşacağı garip, distopik, çok katmanlı ve sorularla dolu bir anlatı evreni yaratıyor. Bir “kesinlik devrimi” gerçekleşmiştir ve hayata dair her şey önceden kesin olarak belirlenmektedir. Her şeyin kesin olduğu bu evrende kahramanımız Nadir, belirsizliği yeniden keşfedebilecek mi?