Çocuklar doymak bilmeyen bir öğrenme iştahıyla dünyaya gelirler. Daima bir kedi gibi meraklıdırlar. Müsaade etseniz sırtında koca ormanlar taşıyan ulu dağlardan çalışma masanızın çekmecesine dek keşfedilmedik iğne ucu kadar yer bırakmayacaklardır. Ancak biz bir şeyden anlamadıklarını düşünüp kendilerini idare edemeyeceklerine inandığımızdan müdahale edip onları düzeltmeye çalışırız. Ve bunu hiç durmadan, yetişkinlik böyle gerektiriyormuş gibi, devamlı olarak yaparız. Yaptığımız şey, muhteşem bir Van Gogh resmini elimizdeki gönye ve cetvelle daha iyi(!) bir hâle getirmeye benzer. Ancak tablo daha iyi bir hâle gelmez, hatta artık hiçbir şeye benzemiyordur. İşte bu kitapta, çocukların kendilerinin öğretmeni olmalarına izin vermemiz ve bunu
Çocuklar doymak bilmeyen bir öğrenme iştahıyla dünyaya gelirler. Daima bir kedi gibi meraklıdırlar. Müsaade etseniz sırtında koca ormanlar taşıyan ulu dağlardan çalışma masanızın çekmecesine dek keşfedilmedik iğne ucu kadar yer bırakmayacaklardır. Ancak biz bir şeyden anlamadıklarını düşünüp kendilerini idare edemeyeceklerine inandığımızdan müdahale edip onları düzeltmeye çalışırız. Ve bunu hiç durmadan, yetişkinlik böyle gerektiriyormuş gibi, devamlı olarak yaparız. Yaptığımız şey, muhteşem bir Van Gogh resmini elimizdeki gönye ve cetvelle daha iyi(!) bir hâle getirmeye benzer. Ancak tablo daha iyi bir hâle gelmez, hatta artık hiçbir şeye benzemiyordur. İşte bu kitapta, çocukların kendilerinin öğretmeni olmalarına izin vermemiz ve bunu nasıl yapacağımız hakkında birbirinden önemli bir sürü başlık göreceksiniz. Bırakalım, çocuklar kalplerinden yükselen o sese kulak vermeyi ve o sesi rehber bilecekleri yolda yürümeyi öğrensinler.