Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşını kucaklayan bir sistemin inşası için çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi istiyoruz.
Kişilerin değil tüm vatandaşların haklarını korumak ve her zaman, her yerde adaleti tecelli ettirmek için hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını savunuyoruz.
Bu güzel ülke, işinin ehli, liyakat sahibi insanlarca yönetilmeyi hak ediyor. Bu yüzden parlamenter sistemi, güçler ayrılığını, denetimi istiyoruz.
Demokrasinin özü tüm yurttaşların taleplerini dile getirmesinde ve bu taleplerde ortaklaşabilmesinde yatıyor. Bu yüzden ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü savunuyoruz.
İçinde yaşadığımız erkek egemen sistemde kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet, ayrımcılık ve eşitsizliği bertaraf
Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşını kucaklayan bir sistemin inşası için çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi istiyoruz.
Kişilerin değil tüm vatandaşların haklarını korumak ve her zaman, her yerde adaleti tecelli ettirmek için hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını savunuyoruz.
Bu güzel ülke, işinin ehli, liyakat sahibi insanlarca yönetilmeyi hak ediyor. Bu yüzden parlamenter sistemi, güçler ayrılığını, denetimi istiyoruz.
Demokrasinin özü tüm yurttaşların taleplerini dile getirmesinde ve bu taleplerde ortaklaşabilmesinde yatıyor. Bu yüzden ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü savunuyoruz.
İçinde yaşadığımız erkek egemen sistemde kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet, ayrımcılık ve eşitsizliği bertaraf etmedikçe adaletten söz etmek mümkün değildir. Bu yüzden toplumsal cinsiyet eşitliğini savunuyoruz.
Katılımcı demokrasi perspektifinin ancak derin ekonomik eşitsizliklerin giderilmesiyle mümkün olabileceğini biliyoruz. Bu yüzden sosyal adalet istiyoruz.
Ve bunların gerçekleşmesi için “Hak, hukuk, adalet” diyoruz.