Uyum sağlama söz konusu olduğunda “Ne yapayım ben böyleyim” ya da “Elimden bir şey gelmez,” gibi ifadeleri sıkça duyarız. Çoğumuz için değişmezliğe inanmak daha kolaydır. Uzmanlar genellikle statik doğamıza, yapımıza ve kişiliğimize dikkat çeker. Peki, bu yaklaşım doğru mu? Homo Plasticus kitabında Roel Verheul çağdaş bilimin insanın değişmez olduğu efsanesini nasıl çürüttüğünü gösteriyor. Evrim teorisi, genetik ve psikolojiden elde edilen bilgiler, bizim aslında çevremiz değiştikçe değişmeye devam eden doğuştan uyum sağlayıcılar olduğumuzu gösteriyor. Bunun nasıl işlediğini, insanın en
Uyum sağlama söz konusu olduğunda “Ne yapayım ben böyleyim” ya da “Elimden bir şey gelmez,” gibi ifadeleri sıkça duyarız. Çoğumuz için değişmezliğe inanmak daha kolaydır. Uzmanlar genellikle statik doğamıza, yapımıza ve kişiliğimize dikkat çeker. Peki, bu yaklaşım doğru mu? Homo Plasticus kitabında Roel Verheul çağdaş bilimin insanın değişmez olduğu efsanesini nasıl çürüttüğünü gösteriyor. Evrim teorisi, genetik ve psikolojiden elde edilen bilgiler, bizim aslında çevremiz değiştikçe değişmeye devam eden doğuştan uyum sağlayıcılar olduğumuzu gösteriyor. Bunun nasıl işlediğini, insanın en büyük gücünün eşsiz uyum sağlama ve değişme yeteneği olduğunu bu etkileyici kitapta bulacaksınız.
“Hayatta değişim kadar kararsız olduğumuz çok az şey vardır. Ancak kesin olan şu ki insan sahip olduğu bu en büyük gücün tam olarak farkında olsaydı birçok sorunun çözümüne de daha fazla yaklaşılırdı.”