Çok zaman düşünmüşümdür: Acaba cehalet devrinin Ömer'i nasıl olmuş da, İslâm dinini kabul eder etmez, birdenbire inkişaf etmeye başlamış, kemalin zirvesine doğru tırmanmış, sonra Hazret-i Ömer (Radıyallahu anh) olmuş, aşere-i mübeşşereden olmuş, hülafâ-i râşidinden olmuş ve emirü'l-mü'minin makamına çıkmış.Ümit ederim ki, bu kitabı okurken İslâmı yaşayan bir insanın yükseldiği kemâl derecelerini görür ve İslâmiyetin hayat dini olduğunu bir daha anlayıp, hayatınızı İslâmiyetle hayatlandırırırsınız... Demek ki: ?Din, hayatın hayatı. Hem nuru, hem esası. İhya-yı dinle olur, bu milletin ihyası."Ey Müslüman okuyucu dikkat buyur: Sadece kelime-i şehadet getiren de Müslüman, Hazret-i Ömer'de! Resûl-i Ekrem bir hâdislerinde mealen buyuruyorlar ki: ?Ashabım yıldızlar gibidir, kim onlara tâbi olursa kurtulur."İşte size bir Kutup Yıldızı! Bakınız, Hazret-i Ömer (r.a.) İslâmiyeti nasıl anlamış ve yaşamışsa, bizler de aynı hal ile hallenip, dünyamızla birlikte ahiretimizi de Cennet hayatına çevirelim.Sizleri ve Mustafa Necati Bursalı kardeşimi İslâm sarayında görmenin sevinci içinde hepinizi hürmetle selâmlarım, efendim.Hekimoğlu İsmail