Kendimi bildiğim kadarım.
Bazen kocaman, bazen ufacık, bazen derin, bazen sığ.
Vaktim, sadece denemeye yetecekmiş gibi.
Kişiliği olmayan ruhun yolu hep kestirme.
Yolda olduğu her an, soru sormaya hazır ve kendini öğrendiklerinin ötesinde görmeye meraklıdır insan.
Doğası sakinliktir.
Zihin tarafından uyuşturulmadığı müddetçe, kendinin peşinde koşar.
En çok içini merak eder, en çok kendisiyle haşır neşir olur.
Doğu mistisizmi ve Batı psikolojisi birleştiğinde, sorular “Ben kimim?” etrafında toplanır.
Kim olduğu pek mühim olduğu için değil; dikkatini, çevresinde olup bitenlerden alıp merkezine toplayabilme
Kendimi bildiğim kadarım.
Bazen kocaman, bazen ufacık, bazen derin, bazen sığ.
Vaktim, sadece denemeye yetecekmiş gibi.
Kişiliği olmayan ruhun yolu hep kestirme.
Yolda olduğu her an, soru sormaya hazır ve kendini öğrendiklerinin ötesinde görmeye meraklıdır insan.
Doğası sakinliktir.
Zihin tarafından uyuşturulmadığı müddetçe, kendinin peşinde koşar.
En çok içini merak eder, en çok kendisiyle haşır neşir olur.
Doğu mistisizmi ve Batı psikolojisi birleştiğinde, sorular “Ben kimim?” etrafında toplanır.
Kim olduğu pek mühim olduğu için değil; dikkatini, çevresinde olup bitenlerden alıp merkezine toplayabilmek için sorar.
İçten içe, sıkışmışlığını yatıştırmak ister.
Sıkışmışlık; geçmişteki katı, tek doğrulu, ödünç alınmış bilgiler yüzünden oluştuysa, çare, sakinliği yeniden öğrenmektir.
Kendini izleyerek, düzenleyerek, merak ederek yeniden öğrenmek.