“İnsan, iz sürmek için dünyadadır. Ruhuna üflenen hakikatin ardı sıra günlerini tüketmek için buradadır ve neyin peşindeyse sonunda ona dönüşecek olandır. Peki, senin peşinde olduğun gerçeklik nedir? Dünya sürgününde hangi kömürün kahrını çekip sonunda hangi elmasa kavuşmayı arzuluyorsun? Ve kavuştuğun elmas sahiden de çektiğin çileye, harcadığın günlere karşılık gelecek mi?”
İnsaniyet Namına, sizleri insan hallerini anlatan bir yolculuğa davet ediyor. Modern yaşam deneyimlerinin doğurduğu bilişsel açmazları ve ruhsal yaşantıları psikodinamik bir yaklaşımla analiz eden Gökhan Ergür; dünyadan kaçıp kendi dünyasını kuranların, birbirini bir daha hiç göremeyen âşıkların, kenarda kalmış hayatların, “evde olsa yemez” diyen annelerin, s
“İnsan, iz sürmek için dünyadadır. Ruhuna üflenen hakikatin ardı sıra günlerini tüketmek için buradadır ve neyin peşindeyse sonunda ona dönüşecek olandır. Peki, senin peşinde olduğun gerçeklik nedir? Dünya sürgününde hangi kömürün kahrını çekip sonunda hangi elmasa kavuşmayı arzuluyorsun? Ve kavuştuğun elmas sahiden de çektiğin çileye, harcadığın günlere karşılık gelecek mi?”
İnsaniyet Namına, sizleri insan hallerini anlatan bir yolculuğa davet ediyor. Modern yaşam deneyimlerinin doğurduğu bilişsel açmazları ve ruhsal yaşantıları psikodinamik bir yaklaşımla analiz eden Gökhan Ergür; dünyadan kaçıp kendi dünyasını kuranların, birbirini bir daha hiç göremeyen âşıkların, kenarda kalmış hayatların, “evde olsa yemez” diyen annelerin, sokakların, bazen mutlulukların, günaşırı yalnızlıkların ve o boşluk hissini bir türlü dolduramayanların ruhlarına ayna olup yaralarına bir şifa önerisi sunuyor.