Hayattaki amacını arayan bir Amerikalı, çareyi İskoçya’nın bir kasabasına kaçmakta bulmuştu. Gelgelelim burada huysuz ama elinden her iş gelen bir yakışıklı bir tamirciyle tanıştığında cevaplardan çok sorularla karşı karşıya kalacaktı.
Üçüncü işinden de kovulmuş olan Bonnie St. James, yolunu tamamen kaybetmişti. Böylelikle en yakın arkadaşıyla İskoçya Dağları’nda bir “yardımcı aranıyor” ilanına denk geldiklerinde hevesle başvurmuşlardı. Kim bilir, belki de yeni bir yere gitmek bir sonraki adımının ne olduğunu bulması için tam da ihtiyacı olan şeydi.
Küçük, cennet gibi
Hayattaki amacını arayan bir Amerikalı, çareyi İskoçya’nın bir kasabasına kaçmakta bulmuştu. Gelgelelim burada huysuz ama elinden her iş gelen bir yakışıklı bir tamirciyle tanıştığında cevaplardan çok sorularla karşı karşıya kalacaktı.
Üçüncü işinden de kovulmuş olan Bonnie St. James, yolunu tamamen kaybetmişti. Böylelikle en yakın arkadaşıyla İskoçya Dağları’nda bir “yardımcı aranıyor” ilanına denk geldiklerinde hevesle başvurmuşlardı. Kim bilir, belki de yeni bir yere gitmek bir sonraki adımının ne olduğunu bulması için tam da ihtiyacı olan şeydi.
Küçük, cennet gibi olan Corsekelly kasabasına ulaştıklarında göz kamaştırıcı Kuzey İskoçya’ya ve arkadaş canlısı kasaba halkına bayılmışlardı. Fakat kasabanın tamircisi olan kaba Rowan MacGregor, Bonnie’yi pek de sıcak karşılamayacaktı. Kendi iblisleriyle boğuşan Rowan, hiç de tuhaf Amerikalıyla uğraşacak hâlde değildi, sevimli bir küçük hanım olsa bile.
Bonnie ve Rowan’ın yolları kaçınılmaz bir şekilde kesiştiği zaman hakaretler -ve kıvılcımlar- havada uçuşmuştu. Bu çift, kendi benzerliklerini kullanarak birbirlerine yönlerini ve amaçlarını (belki de aşkı) bulmak üzere yardım edebilecek miydi yoksa tutkulu öfkeleri onları birbirinden uzaklaştıracak mıydı?