“Eğer bu kitabı kısaca tanımlayacak olsam, tat anıları ile anıların tatlarının iç içe geçtiği bir hikâyedir derdim. Hikâyenin kahramanı ailem, omurgası da üç nesil boyunca mutfağımızda pişen yemeklerdir.”
Marianna Yerasimos, kültürel belleğin ve aidiyetinin belirgin dışavurumu olan mutfak kültüründen hareketle, bize İstanbullu Rum bir ailenin hayatından lezzetli kesitler sunuyor.
Pırasalı patates çorbası, çiroz köftesi, gümüşbalığı omleti, midye salması, tavuk “milanez” ve galatobureko gibi pek çok leziz tarif; mutfağın direği olan Kayseri, İncesu kökenli Yaya (büyükanne) ile eşini görüp öten horozu kıskançlığından kestiren İtalyan kökenli büyük-büyük dede gibi aile fertleri; Büyükada’nın balıkları ve kavunlu dondurması
“Eğer bu kitabı kısaca tanımlayacak olsam, tat anıları ile anıların tatlarının iç içe geçtiği bir hikâyedir derdim. Hikâyenin kahramanı ailem, omurgası da üç nesil boyunca mutfağımızda pişen yemeklerdir.”
Marianna Yerasimos, kültürel belleğin ve aidiyetinin belirgin dışavurumu olan mutfak kültüründen hareketle, bize İstanbullu Rum bir ailenin hayatından lezzetli kesitler sunuyor.
Pırasalı patates çorbası, çiroz köftesi, gümüşbalığı omleti, midye salması, tavuk “milanez” ve galatobureko gibi pek çok leziz tarif; mutfağın direği olan Kayseri, İncesu kökenli Yaya (büyükanne) ile eşini görüp öten horozu kıskançlığından kestiren İtalyan kökenli büyük-büyük dede gibi aile fertleri; Büyükada’nın balıkları ve kavunlu dondurması; “Artemis” bakkaliyesi,“Ermis” konserveleri ve Melba-Golden çikolataları gibi kent hatıraları; Balık Pazarı turları, yaz sofralarını şenlendiren şarkılar, hatta sofralara yansıyan siyasi çalkantılar. Kısacası İstanbullu Rum Bir Ailenin Mutfak Serüveni 19-20. yüzyılda kalmış, artık yok olmaya yüz tutmuş bir kültürün hikâyesini anlatıyor.