Büyükler hile yapmaya kalkıştıklarında göz ardı edilemeyecek bir endişeye kapılırlar ve genellikle başarısız olurlar. Ama çocuklar öyle değildir. Bir çocuk en korkunç sırrı bile hiç çaba harcamadan saklayabilir ve bu sırrı kimse ortaya çıkaramaz. Çocuklarının birçok yönünü onlar farkına bile varmadan apaçık görebildiklerini düşünen ebeveynler, eğer çocukları gerçekten bir şeyleri saklamaya karar vermişlerse şanslarının sıfır olacağını nadiren fark ederler.
Bir macera romanından çok daha fazlasını vâdeden, psikolojik roman türünün de çarpıcı bir örneği sayılabilecek Jamaika’da Bir Fırtına, çocukluğun “belli bir vücudun içine tıkılmış ve belli bir çift gözün ardına yerleşmiş olmaktan başka” hangi anlamlara gelebileceğinin, dünyayı ke
Büyükler hile yapmaya kalkıştıklarında göz ardı edilemeyecek bir endişeye kapılırlar ve genellikle başarısız olurlar. Ama çocuklar öyle değildir. Bir çocuk en korkunç sırrı bile hiç çaba harcamadan saklayabilir ve bu sırrı kimse ortaya çıkaramaz. Çocuklarının birçok yönünü onlar farkına bile varmadan apaçık görebildiklerini düşünen ebeveynler, eğer çocukları gerçekten bir şeyleri saklamaya karar vermişlerse şanslarının sıfır olacağını nadiren fark ederler.
Bir macera romanından çok daha fazlasını vâdeden, psikolojik roman türünün de çarpıcı bir örneği sayılabilecek Jamaika’da Bir Fırtına, çocukluğun “belli bir vücudun içine tıkılmış ve belli bir çift gözün ardına yerleşmiş olmaktan başka” hangi anlamlara gelebileceğinin, dünyayı keşfederken yaşanan o ilk “deprem”lerin izini sürüyor. Richard Hughes bu romanında, yıkıcı bir fırtına sonrası aileleri tarafından Jamaika’dan İngiltere’ye gönderilen bir grup çocuğun geçirdiği fiziksel ve zihinsel dönüşümlerin izini sürerken, çocuk ruhunun derinliklerindeki ürpertici ve tuhaf boyutları da eşelemekten hiç çekinmiyor. Hughes bu eşsiz büyüme hikâyesini, arka planına sömürgeciliğin en görkemli ve en acımasız dönemini, yani “zamanların en iyisini ve de en kötüsünü” yerleştirerek mercek altına alıyor; bazen olayların tamamen içinden dolaysız bir tanıklıkla, bazen seren direğinden gözlemleyerek, bazen de okuyucuya âdeta teatral bir performans izleterek...