“Babamın cenazesinden sonra, yetim mi oldum öksüz mü diye düşünürken, tüm o diz dövmelerin, çay getirip götürmelerin ve dev ayakkabı yığınının ortasında, bir yandan ağlarken bir yandan elimde telefonla gugıllıyordum, babası ölene ne denir diye. Yetim olduğumu öğrendiğimde bir nebze olsun ferahlamıştı içim, öksüz olmak daha kötüydü çünkü.”
Cem Tunçer Juvenil’de, kısa ama okuyucuda etkisi çok uzun sürecek öyküleri bir araya getiriyor. Hayatı boyunca yaşadığı travmaları mizahla etkisiz hale getirmeye çalışan muzip bir anlatıcıyla tanıştırıyor bizi. Balkondan düşüp ölen kardeşi için yas tutan bir abi bu. Bir editör. Süpergüçleri yok. Yalnız uyuyor.
Bu kitapta anlatılanların hepsi gerçek.
Keşke olmasaydı.
“Babamın cenazesinden sonra, yetim mi oldum öksüz mü diye düşünürken, tüm o diz dövmelerin, çay getirip götürmelerin ve dev ayakkabı yığınının ortasında, bir yandan ağlarken bir yandan elimde telefonla gugıllıyordum, babası ölene ne denir diye. Yetim olduğumu öğrendiğimde bir nebze olsun ferahlamıştı içim, öksüz olmak daha kötüydü çünkü.”
Cem Tunçer Juvenil’de, kısa ama okuyucuda etkisi çok uzun sürecek öyküleri bir araya getiriyor. Hayatı boyunca yaşadığı travmaları mizahla etkisiz hale getirmeye çalışan muzip bir anlatıcıyla tanıştırıyor bizi. Balkondan düşüp ölen kardeşi için yas tutan bir abi bu. Bir editör. Süpergüçleri yok. Yalnız uyuyor.
Bu kitapta anlatılanların hepsi gerçek.
Keşke olmasaydı.