Yirmi yılda öykülerin, romanların dışında ne çok yazı kaleme almışım! Kavga yazıları, barış yazıları, içe bakış yazıları... Edebiyat, seyahat düşünceleri... Yitirdiklerimizin ardında kalan boşluğun ve acının yazıları... Kadın olmakla yazar olmanın kesiştiği noktada duran, kadınlığını yazma yeteneğiyle birlikte keşfetmiş bir insanın, hep acılar çekmiş ve çektirmiş bir yurdun kaygılı yurttaşının, kadınların özgürlüğü ve laik toplum düzeni için mücadele etmiş bir insanın yazıları bunlar.Erendiz Atasü ilk kez yazarlığının yirminci yılında yayımlattığı bu kitabında, önce kendisine kadın, yazar ve yurttaş olarak eleştirel bakıyor; sonra yurduna ve içinde yer aldığı feminist harekete. Bugünlerin gelişini otuz yıl önceden görebilenlerin çırpınışlarına, kavrayışsızlığa çarpan uyarılarına tanıklık ediyor. Bu kitap, aynı zamanda hem bir yazarın kendi edebiyatını eleştirebilmesi bakımından hem de son on yılların sancılı sürecini kadınlar için belgelemesi açısından güncelliğini yitirmemiş bir yapıt.