Her Zaman Kahramanlar Hatırlanır, Sefillerin İse Sadece Varlığı Bilinir.
Altı yüzyıl aynı coğrafyaya hâkim olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mantalitesini zamanın şartlarına uyduramaması, geçmişiyle yaşayıp, bilimsellikten uzak yaklaşım tarzlarını inatla sürdürmesi, bunu eski değerlerini korumak olarak kutsaması kaçınılmaz sonu getirmekteydi. Ülkeler arası iletişim artmıştı. Sömürgeci dış güçler bilimselliklerinin ve ekonomik güçlerinin yardımıyla devletin açık yaralarını kaşıyarak doğru kararlar alınmasını engelliyorlardı.
Yapılan nadir olumlu işlerden biri
Her Zaman Kahramanlar Hatırlanır, Sefillerin İse Sadece Varlığı Bilinir.
Altı yüzyıl aynı coğrafyaya hâkim olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mantalitesini zamanın şartlarına uyduramaması, geçmişiyle yaşayıp, bilimsellikten uzak yaklaşım tarzlarını inatla sürdürmesi, bunu eski değerlerini korumak olarak kutsaması kaçınılmaz sonu getirmekteydi. Ülkeler arası iletişim artmıştı. Sömürgeci dış güçler bilimselliklerinin ve ekonomik güçlerinin yardımıyla devletin açık yaralarını kaşıyarak doğru kararlar alınmasını engelliyorlardı.
Yapılan nadir olumlu işlerden biri, yarım asır sonra gerilemeyi durduracak neslin yetiştirilmeye başlanmasıydı. Cemal bu neslin bir temsilcisiydi. Aile ve toplum değerlerine bağlılıkta tam bir Osmanlı, aldığı eğitimlerin etkisiyle her türlü noksanlığı eleştiren, süregelen düzen ile ideallerinin arabuluculuğunu yapmakta olan bir subay.
Evliliğinin ilk yıllarında yaşadığı yıkımlar onu memleketin bir köşesine kirli bir savaşın içine atmıştı. Yaşadıklarını unutmak için tek şansı kendini mesleğine vermekti. “Tüm acılar zamanla küllenir” sözünü doğrularcasına yaşamın boş olduğuna karar veren ruh halinden çıkarak güzeller güzeli bir kadının cazibesine kapılıp hayata yeniden başladı.
1868-1914 arası devlet yönetimi, toplum hayatı, iç dış siyasi ilişkiler ekseninde bir Osmanlı subayının kısacık hayat serüvenini okurken yakın tarihimize yeniden göz atma fırsatını bulacaksınız.