“Sana karşı durmaktan bıktım. Hiçbir yere gitmiyorsun. Sen buraya, bana aitsin.” Cade Eaton, dünyanın en huysuz ancak en sorumlu bekâr babalarından biridir. Ailesinin her zaman başvurduğu kişi odur ve yardıma hep hazırdır. Küçüklüğünden itibaren iyi günde ve kötü günde yanınızda olan, kendisi için hiçbir şey istemeyen kişidir. Cade, oğlu Luke ve ailesiyle birlikte mutludur, çalışmayı çok sevdiği büyük çiftliğinin hayatı için yeterli olduğundan emindir. Ta ki bu yaz Luke’un dadısı emekli olana ve yeni bir dadı aramak zorunda kalana kadar... Willa Grant, yirmilerindeki her gen&c
“Sana karşı durmaktan bıktım. Hiçbir yere gitmiyorsun. Sen buraya, bana aitsin.” Cade Eaton, dünyanın en huysuz ancak en sorumlu bekâr babalarından biridir. Ailesinin her zaman başvurduğu kişi odur ve yardıma hep hazırdır. Küçüklüğünden itibaren iyi günde ve kötü günde yanınızda olan, kendisi için hiçbir şey istemeyen kişidir. Cade, oğlu Luke ve ailesiyle birlikte mutludur, çalışmayı çok sevdiği büyük çiftliğinin hayatı için yeterli olduğundan emindir. Ta ki bu yaz Luke’un dadısı emekli olana ve yeni bir dadı aramak zorunda kalana kadar... Willa Grant, yirmilerindeki her genç kadının yapacağı gibi yazı şehirde, arkadaşlarıyla partilere katılıp eğlenerek geçirmeyi planlar. Fakat bir noktada bu, sıkıcı bir plan haline gelir. En iyi arkadaşı Summer’ın yaşadığı Dilek Kuyusu Çiftliği’nde doğanın ve sessizliğin tadını çıkarmaya karar verir. Ne istediğini her zaman bilen Willa daima küstahlığı kadar zekâsıyla da dikkat çekmiştir. Dünyanın en huysuz bekâr babası için dadı olarak çalışmak ona göre oldukça kolaydır. Ancak bir gece, “doğruluk mu cesaret mi” oyunu onları jakuziye sokmuş ve aralarındaki iddia, Willa’nın gözlerini Cade’den bir türlü ayıramamasıyla sonuçlanmıştır. Genç kadının iş anlaşması sadece iki ay geçerlidir. Ancak kalbi, sonsuza kadar kalmak isteyeceği yeri bulmuştur.